Öğretmene karşı fiziki ve sözlü saldırıyı kınıyoruz

Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde, bazı eğitim sendika üyeleri ve öğretmenler, Harunreşit İlkokulunda veli tarafından sınıf öğretmenine şiddet uyguladığı iddiası üzerine protesto eylemi yaptı.

Gündem 30.10.2021 11:13:00 0
Öğretmene karşı fiziki ve sözlü saldırıyı kınıyoruz

Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde, bazı eğitim sendika üyeleri ve öğretmenler, Harunreşit İlkokulunda veli tarafından sınıf öğretmenine şiddet uyguladığı iddiası üzerine protesto eylemi yaptı.

Türk Eğitim Sen, Eğitim Bir Sen, Eğitim İş Sendikası, Teç Sen üyeleri, Düziçi Cumhuriyet ve Demokrasi meydanında öğretmenlerle basın açıklaması yaptı.

Türk Eğitim Sen Düziçi İlçe Başkanı Ali Tuzcu, yaptığı açıklamada, her türlü şiddeti kınadığını belirtti.

Saldırıya uğrayan öğretmene geçmiş olsun temennisinde bulunan Tuzcu, “Önceki gün bir öğretmenimiz görevinin başındayken öğrenci velisi tarafından fiziki saldırıya maruz kalmış, darp edilmiş, bir diğer öğretmenimiz ise aynı veli tarafından sözlü hakaretlere maruz kalmıştır. Öğretmenlerimize yapılan fiziki ve sözlü saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Öğrenci velisi tarafından görevi başında iken darp edilen, öğrencisini eğitmek ve topluma kazandırmaktan başka hiçbir amacı olmayan, öğretmen kardeşimize, öğrencilerimize, öğretmenlerimize, eğitim çalışanlarımıza ve okul yöneticilerimize geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz” dedi.

Tuzcu, öğretmene uygulanan şiddetin temelinde, öğretmene olan saygı ve sevginin azalmasının büyük olduğuna dikkat çekti.

Öğretmenlerin sahipsiz olmadığını ifade eden Tuzcu, şunları kaydetti:
“Öğretmene saldıranlar bilmedir ki onlar sadece öğretmeni yaralamakla kalmıyorlar; aynı zamanda geleceklerini de yok ediyorlar. Bir eğitimciye saldırmak demek aynı zamanda bilime ve ülkenin geleceğine saldırmak demektir. Bu olaylar bize göstermiştir ki, gerekli önlemler alınmadığı takdirde eğitim çalışanlarına yönelik bu tarz saldırılar ilk olmadığı gibi son da olmayacaktır. Artık yeter diyoruz. Çıkarılan yönetmelikler okullardaki disiplini alt, üst etmiş, Öğretmen ders işleyemez duruma gelmiştir. Öğrenciyi uyarmak bile şiddet kabul edilmiştir. Bizzat bakanlıkça öğretmen ve okul yöneticisi şikâyet hattı Alo 147 kurulmuş, öğrenci velinin ayağı altına atılmıştır. Bu uygulamalar idarecileri sindirmiş, öğretmenleri korkutmuş, bazı öğrencileri şımartmış, velileri hak ve sorumluluklarını bilmez hale getirmiştir. Hemen her gün bu tür şiddet olaylarını duymamız olasıdır. Öğrencisini öz evladından farklı görmeyen fedakâr öğretmenlerimiz maalesef öğrenci ve velilerimizin potansiyel düşmanı haline getirilmiştir.”

Tuzcu, öğretmenin itibarsızlaştıran, saygınlığını ortadan kaldıran bu anlayışın değişmesi gerektiğini, öğretmene gereken değer verilerek sahipsiz bırakılmaması gerektiğini dile getirdi.

Türkiye’nin hukuksal, sosyal ve ekonomik gerçekleri göz önünde tutularak gerçekçi bir Öğretmen Meslek Kanunu acilen çıkarılması gerektiğini aktaran Tuzcu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenin yanlışı karşısında nasıl idari ve hukuki işlemleri hemen başlatıyorsa, öğretmene yapılan saldırılara karşı da aynı duyarlılıkla öğretmenin yanında yer almalı ve eğitimcilere yönelik her saldırının sıkı takipçisi olmalıdır. MEB Hukuk Müşavirliği kanalıyla Yargıya intikal etmiş davalarda kendi personelinin haklarını sonuna kadar takip etmeli ve savunmalıdır. Bakanlık her geçen gün artan bu saldırıların ve şiddet olaylarının bir an önce son bulması için gereğini yapmalıdır. Öğretmene yapılan saldırılar hakkında bakanlık TBMM'de düzenleme yapılmasını talep etmelidir.  Öğretmene saldıranlar ayrıca eğitim öğretimi engellemeden de yargılanmalı, Bu şahıslar hakkında; hükmün geriye bırakılması, cezaların paraya çevrilmesi, cezaların ertelenmesi vs gibi işlemler uygulanmayarak verilen hapis cezaları bil fiil çektirilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, eğitim çalışanlarının sesine kulak vermelidir. Okullarda eğitim ve öğretim gören öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi, eğitim çalışanlarımızı ve okul yöneticilerimizi oluşabilecek zararlardan korumak ve güvenliğini sağlamak için özel koruma ve güvenlik görevlilerine ihtiyaç duyulmaktadır. Okullarımızın giriş kapılarında zaman zaman adli olaylar meydana gelmekte öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, eğitim çalışanlarımız ve okul yöneticilerimiz darp edilmektedir.”

Tuzcu, MEB’in “öğretmenimi üzeni ben de üzerim” zihniyetini benimseyerek öğretmenlik mesleğinin itibarını tekrardan vermesi gerektiğini sözlerine ekledi. Haber Merkezi