Tarih: 12.07.2025 12:56
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bugün, Türkiye Yüzyılı’nın kapıları ardına kadar aralanmıştır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün, yeni bir gündür. Bugün, tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün, büyük Türkiye’nin, güçlü Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılı’nın kapıları ardına kadar aralanmıştır. Terörsüz Türkiye projesi, açık söylüyorum bir müzakerenin, bir pazarlığın, bir al ver sürecinin neticesi değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu.
Konuşmasına toplantıya katılan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu, diğer genel merkez kurulları, Kadın ve Gençlik Kolları üyeleri, milletvekilleri ve kabine üyelerini selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AK Parti İstişare ve Değerlendirme toplantılarımızın 32’ncisinde sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. İstişare toplantımızın ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum. Türkiye Yüzyılı’nı kutlu bir şafak bilen tüm kardeşlerimi, partimizin emektarlarını, kadın ve gençlik kollarımızı, genel merkezinden mahalle temsilcisine kadar her kademede fedakarca görev yapan tüm yol ve dava arkadaşlarımı buradan hürmetle selamlıyor, bu davaya gönül vermiş, bu dava için yüreğini ortaya koymuş her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum" "dedi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vefat eden dava ve yol arkadaşı, danışmanı olan Yiğit Bulut için de taziye dileklerini iletti. Bulut’un ağır bir rahatsızlık geçirdiğini belirten Erdoğan, "Dava ve yol arkadaşım, aynı zamanda danışmanım Yiğit Bulut kardeşimizi hakka uğurladık. Bugün malum, inşallah Karacaahmet’e defnedilecek. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde ikindi namazında cenaze namazı kılınmak suretiyle Hakk’a uğurlayacağız. Biz tabii şu anda Kızılcahamam’daki bu istişare toplantımız vesilesiyle merasime katılamıyoruz ama teşkilatımız orada, onlar bu merasime katılacaklar.
Ağır bir rahatsızlık geçirdi. O rahatsızlık sebebiyle kendisini hastanede ziyaret ettiğimde gerçekten çok çok ağır bir durumdaydı. Ama biz hep şunu söylüyoruz: Kaderin üstünde bir kader vardır. Ve temkinli olduğunu gördüm, teslimiyet içerisinde olduğunu gördüm. Rabbim taksiratını hasenata tebdil eylesin. Mekanı cennet olsun inşallah" ifadelerini kullandı.
"Bu hizmet yolculuğu esnasında aramızdan ayrılanlara Yüce Allah’tan rahmet diliyor, kendilerini minnetle yad ediyorum" diyen Erdoğan, "Malumunuz, 6 gün önce 12 vatan evladını, 12 kahramanı şehit verdik. Milletçe yüreğimiz dağlandı. Konuşmanın hemen başında bir kez daha Pençe-Kilit bölgesindeki arama faaliyetleri sırasında metan gazına maruz kalarak şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize sabr-ı cemil diliyorum. Onlar Rabbimizin indinde nübüvvetten sonra en büyük paye olan şehitlik makamıyla şereflendiler. Ebedi dirilik müjdesine inşallah nail oldular. Hepsinden Allah razı olsun. Mevla rahmetiyle onları kuşatsın. Mekanları inşallah cennet olsun" dedi.
Dün, bildiğiniz gibi son dönem insanlık tarihinin en utanç verici hadiselerinden biri olan Srebrenitsa soykırımının 30. yıl dönümü olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Boşnak kardeşlerimizin 30 yıl önce yaşadığı o tarifsiz acıyı, milletçe dün olduğu gibi bugün de paylaşıyor, yüreğimizde hissediyoruz. Ortaya çıkarılan her toplu mezar, ebedi istirahatgahına uğurladığımız her şehit, 30 yıl öncesinin şehitleri olarak o kara günleri bizlere tekrar hatırlatıyor. Türkiye olarak bir daha benzer acıların yaşanmaması için her şart altında, ihtiyaç duydukları her anda Bosna-Hersek’in ve Boşnak kardeşlerimizin yanında olmaya devam ediyoruz. Vefatından önce merhum Aliya’ya verdiğimiz söze bugüne kadar sadık kaldık. İnşallah bundan sonra da emanetine halel getirmeyeceğiz. Ziyaret ettiğimde ‘bu topraklar size emanet’ demişti. ‘Burası Evlad-ı Fatihan’ demişti. ‘Evlad-ı Fatihan’ olarak bu insanlara siz sahip çıkacaksınız demişti. Ve biz o gün, bugün bu görevimizi yerine getiriyoruz.Partimizin bu anlamlı toplantısı vesilesiyle Batı’nın gözleri önünde alçakça katledilen 8 bin 372 şehidimizi bir kez daha rahmetle anıyorum. Yine buradan, tıpkı Boşnak kardeşlerimiz gibi medeni dünyanın gözleri önünde tam 22 aydır soykırıma uğrayan mazlum Gazze halkına da dualarımızı gönderiyor, zulme ve işgale karşı yürüttükleri onurlu mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu ve olacağımızı tekrar ifade ediyoruz" değerlendirmesini yaptı.
Türk siyasetinde bir marka haline gelen AK Parti’nin istişare toplantılarının 32’ncisini gerçekleştirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O da milletin gücüyle sınırları aşan liderlik temalı bir toplantı. Bugün ve yarın inşallah düzenleyeceğimiz oturumlarımızda güvenlikten kalkınmaya, ekonomiden siyasete farklı başlıklarda istişareler olacak. Ülkenin, milletin ve dünyanın gündemini meşgul eden konuların yanı sıra partimiz ve geleceğimiz açısından önemi haiz hususları da iki gün boyunca mütalaa edeceğiz. İstişare toplantılarımızın ayırt edici özelliği ortak akla vesile olmasıdır. Katılımcı tüm arkadaşlarımız samimiyetin ve muhabbetin egemen olduğu demokratik bir ortamda görüşlerini sunacak, fikirlerini dile getirecek, tenkit ve tekliflerini hazirunla paylaşacak, inşallah böylece hakikatin ışığı doğacak."dedi.
AK Parti’nin istişare kültürünün kurumsallaştığı bir siyasi hareket olduğunu söyleyen Erdoğan,"Kuruluşumuzdan itibaren işlerimiz hep ortak akılla, meşveretle, milletin sözüne kulak vererek, milletimize danışarak yürütüldü.
Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin" emrini kendimize rehber edindik. Her zaman daha iyinin, daha etkin ve verimli çalışmanın, millete en güzel şekilde hizmet etmenin gayretinde olduk. Farklı fikirleri zenginlik bildik. Yapıcı eleştiriyi yolumuzu aydınlatan bir fener olarak gördük. Şurası bir gerçek ki istişare sadece ortak akla vesile olmaz, aynı zamanda bereketi artırır, basireti derinleştirir, feraseti kuvvetlendirir, ufku genişletir, kadrolar arasındaki uhuvvet ve dayanışmayı daha da güçlendirir" diye konuştu.
32. Toplantıyı da yine bu anlayışla icra ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan," İstişare toplantımız daha öncekiler gibi yine partimize ayna tuttuğumuz, kendimizi sigaya çektiğimiz, ülke siyasetine dair tüm meselelerin hassas ayarda fotoğrafını çektiğimiz bir zemin işlevi görecektir. Sizlerden gönlünüzden ve zihninizden geçenleri bizimle açık yüreklilikle paylaşmanızı özellikle rica ediyorum. Şimdiden bütün katılımcı kardeşlerime, değerli fikirleri, önerileri ve yapıcı eleştirileri için teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Bundan 47 yıl önce, 14 Ağustos 1984’te Siirt’in Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli ilçelerinde bölücü terör örgütünün ilk eylemini yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan," Bu terör saldırısında iki askerimizi şehit verdik. Dokuz sivil vatandaşımız da yaralandı. Bu tarihten itibaren bölücü örgüt, güvenlik güçlerimize ve sivillere yönelik saldırılar düzenledi. On bine yakın güvenlik görevlimizi terörle mücadelede şehit verdik. 50 bine yakın vatandaşımız yine terör olaylarında hayatını kaybetti. Öncelikle şehitlerimize, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Onları unutmadık, unutmayacağız. Vatanımız inşallah ebediyen var olacak, ay yıldızlı bayrağımız inşallah ebediyen semalarımızda özgürce dalgalanacak. Vatan toprağını kanıyla sulayan, ay yıldızlı bayrağımızı al kanlarıyla boyayan şehitlerimiz her zaman başımızın tacı olacak" açıklamasını yaptı
1984’teki ilk eyleminden sonra terörün Türkiye’de her geçen gün tırmandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, O günden sonra nice hükümetler geldi. Her biri terörün kökünü kazıyacağını söyledi. Ama terör ne topraklarımızda ne de üst edindiği başka ülke topraklarında bitirilemedi. Bunda elbette devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toroslar bunlardan biriydi, faili meçhuller bunlardan biriydi, Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Yakılan köyler, bir gecede göçe zorlanan insanlar, evladıyla cezaevinde Kürtçe konuşamayan analar işte bu yanlış uygulamalardan biriydi. Hukuk ve meşruiyet dışı mücadele yöntemleri terörü bitirmek yerine tam tersine körükledi, büyüttü, terör örgütüne istismar edeceği elverişli bir zemin sundu. Hataların bedelini hep beraber ödedik. Sadece güvenlik güçlerimizi şehit vermekle kalmadık, sadece siviller hayatını kaybetmedi. Türkiye bu terör saldırılarıyla istikrarsız hale geldi" diye konuştu.
Terörle mücadelede ekonomide 2 trilyon doları bulan bir faturayla karşılaştıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Her şeyden önemlisi terör örgütü ülkemizin huzuruna, birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine çok ağır hasarlar verdi. 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra göreve geldiğimizde, terör meselesini çok boyutlu ele aldık. Bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan da teröre bahane oluşturan bataklığı kurutmanın mücadelesini verdik. Terör örgütünün Kürt kardeşlerimizi tuzağa düşürmesini, devletten ve milletten uzaklaştırmasını önlemek için tedbirler aldık. Birlikte yaşamanın, kardeşliğin hukukunu yerine getirmek için tarihi nitelikte adımlar attık." ifadelerini kullandı.
İçeride demokrasi ve insan hakları konusunda sessiz devrim niteliğinde reformlar yaparken dışarıda çok yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan," Bütün bunlarla birlikte savunma sanayimizi geliştirdik. Dışa bağımlı kalmadan terörle mücadele silahlarımızı ürettik. Sınır ötesi operasyonlarla sınırlarımızı tam kontrol altına aldık. 15 Temmuz o hain darbe girişiminin ardından FETÖ’yü başta Silahlı Kuvvetlerimiz ve Emniyetimiz olmak üzere tüm kurumlarımızdan temizledik. Böylece terörle mücadeledeki ihaneti ortadan kaldırdık. Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini hemen tamamen kırdık. Terör eylemlerinin resmi ya da sivillere zarar vermesinin önüne geçtik" ifadelerini kullandı.
Irak sahasındaki harekatlar ve Suriye’de gerçekleşen 8 Aralık devriminin terörle mücadelede ellerini daha da güçlendirdiğini Kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifak ortağı Devlet Bahçeli’nin de tarihi çağrısıyla terörsüz Türkiye projesini gerçekleştirmek için bir dizi adım attıklarını hatırlattı.
Erdoğan, bu süreçte güvenlik birimlerinin tam bir koordinasyon içinde çalıştığını, Türkiye’nin önünde açılan bu fırsat penceresini değerlendirmek için çok hassas, çok temkinli bir süreç yönettiklerini söyledi. Erdoğan," Bilindiği gibi terör örgütü, İmralı’nın da çağrısıyla kongresini topladı ve kendisini feshettiğini açıkladı. Dün de örgüt, aldığı kararı hayata geçirdiğini, özellikle de bir merasim yaparak silahlarını bıraktı. Dün itibarıyla 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir" dedi.
Türkiye’nin uzun, acılı, sancılı, gözyaşlarıyla dolu bir sayfayı dün itibariyle kapatmaya başladığını, bugün yeni bir gün olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün Büyük Türkiye’nin, güçlü Türkiye’nin, Türkiye yüzyılının kapıları ardına kadar aralanmıştır. Bir kere burada şu hususun altını çizmek durumundayım. 1984’teki ilk eylem sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörü bitirmek için her yola ve yönteme başvurmuştur" ifadelerini kullandı.
Dünyadaki örneklere bakılarak terörü bitirmek için silahlı mücadelenin ötesinde formüller denendiğini ancak hiçbirinde başarı sağlanamadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan," Son dönemde takip ettiğimiz terörsüz Türkiye projesi, açık söylüyorum, bir müzakerenin, bir pazarlığın, bir al-ver sürecinin neticesi değildir. Onun için başından beri çok dikkatliydik. Bugün daha da dikkatliyiz. Kanı durduracak, annelerin gözyaşını dindirecek, acıları hafifletecek, kardeşliği güçlendirecek her türlü girişimi yakından takip ediyoruz.
Ancak herkes şundan emin olsun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurunu, gururunu çiğnetmeyiz. Türkiye’nin başını öne asla eğdirmeyiz. Terörsüz Türkiye projemizi de işte bu anlayışla izliyoruz" şeklinde konuştu.
MHP Lideri Bahçeli2ye yönelik eleştirilere sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ve kadrosunun milliyetçiliğini, vatanseverliğini, Türkiye aşkını sorgulamak, takdir edersiniz ki, hiç kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde şahsımın ve işte burada olanlarla ve olmayanlarla birlikte Ak kadronun milliyetçiliğini, vatanseverliğini ve Türkiye aşkını da hiç kimse sorgulayamaz. Bu kimsenin haddi değildir, hakkı da değildir. Biz Sayın Bahçeli ve kadrosu ile beraber terörsüz Türkiye için canımızı, kanımızı, bütün tecrübemizi, bütün hayatımızı ortaya koyduk. Biz Türkiye’nin hayrına olmayan hiçbir işin içinde olmadık, olmayız. Bugün de anlayışımız, politikamız, istikametimiz, çabamız sadece ve sadece Türkiye’nin hayrınadır. Türkiye’nin hayrına olan her girişimde bizi en önde göreceksiniz. Türkiye’nin hayrına olmayan her girişimde de bizi o girişimin tam karşısında yine en önde görürsünüz" diye konuştu.
"Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Hiç kimse korkmasın, kimse tedirgin olmasın, kimse endişeye kapılmasın, kimsenin zihninde soru işareti oluşmasın" diyen Erdoğan," Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz, ne yapıyorsak milletimiz için yapıyoruz, istiklalimiz için yapıyoruz, istikbalimiz için yapıyoruz" dedi.
Terör örgütünün varlığından nemalanan kesimler olduğunun altını çizen Erdoğan şöyle konuştu:
"Bugün bazı gerçekleri açıkça konuşmak mecburiyetindeyiz. Bakın, terör daha en başından itibaren karşıtlarıyla da bir sektör, bir ekosistem oluşturdu. Terör eylemlerinden, terör tarafındakiler nemalandığı kadar terör karşıtı gibi görünenler de nemalandı. Milleti istismar ettiler. İstikrarsızlığı körüklediler. Terör saldırılarından kendi kirli emellerine rant devşirmeye yeltendiler. İşte onlar bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor. Çünkü rant kapıları kapanıyor, çünkü çıkarları zedeleniyor, çünkü tezgahları bozuluyor, çünkü ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Ortalığı bulandırmak için, zihinleri karartmak için yoğun bir gayret içindeler. Milletim işte bunları görsün. Milletin bunları gördükçe çok daha güçleneceğimizi unutmasınlar. Milliyetçiyiz diyorlar değil mi? Vatanseveriz diyorlar. Terör bitiyor, sevinsenize. Ama sevinemiyorlar. Niyet okuyarak, hayaller kurarak, komplo teorileri üreterek, korku yayarak, açıkça yalan söyleyerek, milletin sevincini gölgelemeye, yeşeren umutlarını kırmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, terör bitecek. Göreceksiniz, hepsi işsiz kalacak".
Bugün terör biterken, terör istismarının da bitmekte olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan," Milletimin bu sahte kahramanları görmesi de bugün artık en büyük arzumuzdur. Evet, kimsenin zihninde soru işareti olmasın. Hükümet olarak, AK Parti kadroları olarak son 23 yıldaki mücadelemiz, içerideki ve dışarıdaki baskılarımız, gayretlerimiz neticelenme yoluna girmiştir. Türkiye kazanmıştır, milletim kazanmıştır. Türk, Kürt, Arap, 86 milyon her bir vatandaşımız kazanmıştır. Tekrar altını çiziyorum. Birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize, milletimize, huzurumuza, devletimizin onur ve gururuna kasteden, kastedecek hiçbir girişimin içinde olmayız. İçinde bulunmayız. Böyle girişimlere asla ve asla müsaade etmeyiz" dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dimdik ayakta ve hatta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bugün düne göre çok daha kudretli, azametli, gururlu, onurlu ve en önemlisi istikbali için düne göre çok daha umutlu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan," Hamdolsun, 41 yıllık parantez kapanmaktadır. Milletimizin fertleri arasına örülen terör duvarı yıkılmaktadır. Bırakınız tedirgin olmayı. Aziz milletimizin her bir ferdi bu tablodan dolayı sevinmeli, bayram etmeli, Türkiye’nin her sokağı, caddesi, her hanesi ay yıldızlı bayrağımızla donatılmalıdır.Biz tarih sahnesine dün çıkmış bir millet değiliz. Her zamanda hem de zeminde uzun bir yürüyüş gerçekleştiriyoruz. Türklerin, İskitler ve Sakalar isimleriyle milattan önce 8. yüzyıldan bugüne tarih sahnesinde olduğunu biliyoruz. 751 yılında Talas Savaşı’nda Türkler kitleler halinde İslam ile tanıştılar ve Müslümanlıkla müşerref oldular. O günden itibaren Türk deyince Müslüman, Müslüman deyince de en çok Türk akla gelir. Mekke-i Mükerreme’den, Medine-i Münevvere’den sonra Semerkant, Buhara, Rey, Merv, İsfahan, Tebriz, Herat, Diyarbakır, Konya, Bursa, İstanbul, Ankara ve daha nicesi, Türklerin ve Müslümanların medeniyet merkezi, ilim merkezi, sanat merkezi, devlet merkezi oldular" dedi.
Selçuklu ordularının Bağdat’a, Şam’a, Malazgirt’e ulaşırken orada Kürt kardeşleriyle, Arap kardeşleriyle kaynaştıklarını belirten Erdoğan,"Malazgirt Zaferi, Kudüs’ün fethi, İstanbul’un fethi, Çanakkale savunması, İstiklal Savaşı, Türk, Kürt, Arap ve daha nice Müslüman halkın ortak savaşlarıdır, ortak zaferleridir. Binbir Gece Masalları’nın Bağdat’ını Türk, Kürt ve Arap inşa etmiştir. Kudüs’ü, Selahaddin Eyyubi’nin komutasında Türk, Kürt, Arap fethetmiştir. Şam bizim ortak şehrimizdir. Diyarbakır bizim ortak şehrimizdir. Mardin, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Halep, Hatay, İstanbul, Ankara bizim ortak şehrimizdir. Bizler yani Türkler, Kürtler, Araplar ittifak yaptığımızda atlarımızın rüzgarı Çin denizinden Adriyatik’e serin esintiler yaydı. Unutmayın, atlarımızın şahlanışından coğrafyaya huzur yayıldı. Kılıç şakırtıları bu bölgeye barış getirdi. Kılıçlarımızı gerektiğinde kınından çıkarıp omuz omuza savaştık. Gerektiğinde hançerlerimizle bir dilim ekmeği üçe böldük. Gerektiğinde kılıçlarımızı, hançerlerimizi kınına koyduk. Kalemlerimizi çıkardık. Yeryüzüne, gökyüzüne, birbirimizin yüreğine ’Lâ ilâhe illallah, Muhammedün resûlullah’ hattını hep beraber kazıdık. Geçmişin tarihi sayfalarına bakın. İttifak yaptığımızda, atlarımızın, kılıçlarımızın, kalkanlarımızın, naralarımızın, tekbirlerimizin önünde hiç kimse duramadı. İttifak yaptığımızda medeniyetimizle, sanatımızla, ilmimizle, refah seviyemizle hiç kimse yarışamadı. Türk, Kürt, Arap eğer bir aradaysa, birse, beraberse, işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır. Ayrıştıklarında, bölündüklerinde, uzaklaştıklarında ise mağlubiyet vardır, hezimet vardır, hüzün vardır"dedi.
Moğol ordularının acımasızca İslam beldelerini yıktığını, Türk, Kürt, Arap’ı ayrıştırdığını sözlerine ekleyen Cumhrubaşkanı Erdoğan," Haçlılar İslam beldelerine saldırdı, çünkü Türk, Kürt, Arap birbirinden kopmuştu. Birinci Dünya Savaşı’nı kaybettik, aramıza sınırlar çizildi, duvarlar örüldü. Kudüs’ü yitirdik, çünkü tefrika vardı. Ne zaman ayrıldık, kaybettik, yenildik. Ne zaman ittifak yaptık, o zaman tarihe istikamet çizdik. Bugün Gazze’de, Filistin’de tarihin en acımasız, en vahşi, en barbar soykırımı icra ediliyor. Neden? Çünkü Türk, Kürt, Arap, tarih boyunca olduğu gibi bir araya gelip ittifak kuramıyor. Terörün nihai amacı Türkiye’yi bölmek değildi. Türkiye’yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ama bizi oyaladılar, bize zaman kaybettirdiler, bize ekonomik kayıp verdirdiler, enerjimizi harcadılar" diye konuştu.
"En çok da aramıza, Türk ile Kürt’ün arasına nifak sokmaya çalıştılar." Diyen Erdoğan şöyle konuştu;"
Kim kazandı? 41 yılda kim kazandı? Terör baronları kazandı, terör sektörü kazandı. Kandan beslenenler kazandı. Türk, Kürt, Arap üzerine kirli hesapları olanlar kazandı. İşte bugün bu kirli oyunu, bu kirli tezgahı, bu nifak hareketini bozuyor, alt üst ediyoruz.Tarih tekerrür ediyor. Bugün Türk ile Kürt, aralarında engel olmaksızın tekrar muhabbetle kucaklaşıyor. Rabbime hamdediyorum. Bugün Malazgirt ruhu, bugün Kudüs ittifakı, bugün İstiklal Savaşı’nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor. Şimdi oturup konuşacağız. Silahlarla değil, şiddetle değil, kavga için değil, muhabbet için, kardeşlik için, aradaki terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle, ruh be ruh konuşacağız. Her meselemizi konuşarak çözeceğiz. Bu ülkenin her bir vatandaşı, ister Türk olsun, ister Kürt, ister Arap, ister Sünni, ister Alevi, sağcı, solcu, zengin, fakir, her bir vatandaşı bu ülkenin, devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır. Unutmayın, Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, ortak çatısıdır. 86 milyon biriz, beraberiz, ezelden ebediyete kadar kardeşiz. Tüm farklılıklarımıza rağmen hep birlikte Türkiye’yiz. 23 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz ve inşallah Türkiye bu mücadeleyi taçlandırıyor." İfadelerini kullandı.
Türkiye’de artık sorunların diyalog yoluyla çözüleceğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Kürt kardeşim, meselen mi var? Arada silah olmadan, şiddet olmadan, terör olmadan oturup konuşacağız. Alevi kardeşim, sorunun mu var? Diyalogla çözeceğiz. İnanın soframıza bereket gelecek. Geniş Türkiye hanemize huzur gelecek. O bereketle, o huzurla her engeli aşacak, geleceğe yürüyeceğiz, geleceğe bakacağız. Unutmayalım, gönüller bir olunca sınırlar ortadan kalkar. İşte ilk adım olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir komisyon kuracak, sürecin yasal ihtiyaçlarını Meclis çatısı altında konuşmaya başlayacağız" dedi.
Cumhur İttifakı olarak AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve DEM heyetiyle de birlikte bu süreci pişirerek geleceğe taşıyacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan,"DEM heyeti Meclis Başkanımızla dün görüştüler. Gazi Meclisimizin sürece sunacağı güçlü katkının, yürütülen çalışmaların başarısı açısından kritik önemde olduğu kanaatindeyiz.İşte bu süreçte, rahmetli Sırrı Süreyya kardeşimizle, ardından Pervin Buldan hanımefendiyle ve Mithat Sancar’la yine bu hafta bir araya geldik. Oturduk, konuştuk. Beraber, birlikte bu yürüyüş için neler yapabiliriz, bunları konuştuk. Demek oluyormuş. Daha güzel şeyler olacak. İnşallah, mümkün olan en geniş katılımla, yapıcı ve kolaylaştırıcı bir yaklaşımla Meclisimizin de bu hayırlı süreci desteklemesini temenni ediyorum"değerlendirmesini yaptı
Cumhurbaşkanı Erdoğan," Sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, Irak ve Suriye’deki Kürt kardeşimin meselesi de, unutmayın, bizim meselemizdir. Onlarla da bu süreci görüşüyoruz, konuşuyoruz ve onlar da çok mutlu. Türkiye’deki bu gelişmeler, hele hele dünkü atılan adımlar Irak’ta çok farklı sesler meydana getirdi. Suriye’deki Kürt kardeşimin de huzur, barış ve emniyet içinde yaşaması bizim olmazsa olmazımızdır. Ve Türkiye Büyükelçisi biliyorsunuz, Suriye aynı zamanda sorumlusu, Suriye’nin aynı zamanda adeta temsilcisi. Onlar da Suriye’de görüşmeleri, toplantıları yaptılar ve oradan verilen mesajlar da gerçekten çok çok olumluydu, çok çok bizler için de sevindiriciydi. Böyle bir iklimin süratle oluşması için yeni Suriye hükümetiyle ve uluslararası ortaklarımızla çalışmayı sürdürüyoruz. Orada da terör defterinin kapanacağına, kardeşliğin kazanacağına, birlik, beraberlik ve bütünlüğün kazanacağına yürekten inanıyorum." İfadelerini kullandı.
"Türkiye yüzyılını birlikte inşa edeceğiz"
AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, ve DEM’in üçlü olarak bu yola beraber yürümeye kararı verdiğini ifade eden Erdoğan şu açıklamalarda bulundu;
" Derdimiz var, dertliyiz. Derdimiz olduğuna göre, dertli olduğumuza göre el ele verdiğimize göre Allah’ın izniyle biz bu engelleri aşarız. Şunu herkes bilsin ki artık yumrukları sıkmaya gerek yok. Musafaha edeceğiz, kucaklaşacağız, konuşacağız, birbirimize karşı adım atarak yürüyeceğiz. Allah’ın izniyle el ele, gönül gönüle Türkiye yüzyılını birlikte inşa edeceğiz. Terörün bitmesiyle Türkiye Cumhuriyeti devleti, unutmayın, eskisinden çok daha güçlü, çok daha özgüvenli olacaktır. Enerjimizi artık asli işimize vereceğiz. Kaynaklarımızı terörle mücadele için değil, kalkınma için, refah için, müreffeh ve muzaffer bir Türkiye için seferber edeceğiz. Türkiye kardeşlikle büyüyecek. Türkiye demokrasiyle güçlenecek. Türkiye istikrar ve güven içinde geleceğe yürüyecek. Göreceksiniz, çok farklı bir Türkiye’ye en yakın zamanda kavuşacağız. Şunun altını çizerek tekrar söylüyorum, biz bir adım atana her türlü kolaylığı sağlarız. Unutmayın, çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız. Ama sular tersine akmaz, akarsa da gereğini yaparız. Kimse tedirgin olmasın. Türk, düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Kürt, Arap düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Acıları aşmak biliyorum kolay olmayacak. Acı hatıraları geride bırakmak elbette kolay olmayacak. Kayıplarımız şüphesiz geri gelmeyecek. Ama gençlerimiz hayatlarının baharında aramızdan Allah’ın izniyle bir daha ayrılmayacak. İnşallah annelerimiz gözyaşı dökmeyecek, evlat acısı yaşamayacak. Biz ne badireler atlattık, biz ne tuzakları aşıp bugünlere geldik. Yaralarımızı sarar, yolumuza çok daha güçlü, çok daha kararlı devam ederiz. Ülke ve millet olarak bu özgüvene, bu iradeye ziyadesiyle sahibiz. Hiç kimseyi incitmeden, üzmeden, kırmadan, sürecin hassasiyetine uygun şekilde, işin süratle nihayete ermesi için kolaylaştırıcı olacağız. Silah teslimini kurulan mekanizma vasıtasıyla titizlikle takip edeceğiz."
Şehit anaları, şehit babalarının, ellerinden hiç kimsenin şehitlerimizin aziz hatırasına el uzatamayacağını, onların mirasına leke süremeyeceğinin altını çizen Erdoğan," Evet, müsterih olun. Gelinen nokta ile şehitlerimizin gayesi menzilini bulmuş olacak. Gazi kardeşlerim, müsterih olun. Gelinen nokta ile fedakarlığınız taçlanacak. Türkiye’yi buraya şehitlerimiz taşıdı, gazilerimiz taşıdı. Her birine minnettarız ve onların hatırasını asla çiğnetmeyeceğiz. Bugün söylenmesi gerekeni merhum Mehmet Akif 104 yıl önce müjdelemişti. Evet, dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal. Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal" dedi.
Konuşmasının sonunda teşekkürlerini ileten Erdoğan, "Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, bugünleri görmemize vesile olan kahraman ordumuzun kahraman mensuplarına, polis, jandarma, sahil güvenlik birimlerimize, teröre karşı en ön safta mücadele eden güvenlik korucularımıza, Milli İstihbarat Teşkilatımızın isimsiz kahramanlarına, muhterem gazilerimize ve şehitlerimizin değerli yakınlarına, yarım asırdır yaşadığı onca acıya rağmen bu topraklardaki ebedi kardeşliğine leke sürdürmeyen aziz milletime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye, sağduyulu bir üslupla süreci sahiplenen DEM Parti heyetine ve özellikle merhum Sırrı Süreyya Önder’e, farklı kulvarda olsak da milli meselelerde milli duruş sergileme basiretini gösteren siyasi partilere ve aktörlere, sorumlu yayıncılık çizgisiyle sürece destek olan basın kuruluşlarımıza ve gazetecilere, ayrıca isimleri bizde mahfuz diğer arkadaşlarımıza bugün bir kere daha kalpten teşekkür ediyorum. Güvenlik birimlerimizin çalışmalarına destek olan Irak Merkezi Hükümeti ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne de buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Cenabı Allah’tan bizleri umduklarımıza nail, bela ve musibetlerden emin eylemesini niyaz ediyorum. Bu duygularla bir kez daha 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —