Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde yaşayan Ahmet Ödül, evinin çatısının fırtınada uçması ve duvarlarının çatlaması nedeniyle zor günler yaşıyor.
Başvurduğu makamlardan sonuç alamadığını ifade eden Ödül, fakirlik ve çaresizlik içinde olduğunu belirterek yardım talep eti.
Kadirli ilçesinde yaklaşık 10 yıl önce fırtınada mutfak çatısı uçan ve evinin duvarları çatlayan Ahmet Ödül, "Başvurmadığım hiçbir makam kalmadı. Benim ne yapmam gerekiyor? Ben size soruyorum. Özür dilerim, bir kuşun, bir hayvanın, bir kedinin yarası sarılıyor, suyu, yemi veriliyor, insanların neden yarası sarılmıyor? Fakir olmak, yalnız olmak, çaresiz olmak suç mu" dedi.
Osmaniye'nin Kadirli ilçesi Cengiz Topel Mahallesi'nde evi 6 Şubat depremlerinde zarar gören ve kız kardeşi ile birlikte annesinden kalma tek katlı evde oturan Ahmet Ödül'ün, 10 yıl önce bir fırtınada bahçede bulunan evinin mutfak kısmının çatısı uçtu. Yıllardır çatısını yaptıramayan Ödül, şunları söyledi:
"8-10 sene önce bir fırtınada yağmurlu bir havada zaten uçtu duvarda sonradan çatladı. Annem vefat etti, babam vefat etti, kardeşlerim zaten yok, oğlumu cereyan çarptı, vefat etti. O zamandan bu zamana bu mutfağın, banyonun, tuvaletin uçması beni çok huzursuz ediyor. Ben bir şey yapamıyorum yalnız başıma olduğum için. Başvurmadığım hiçbir makam kalmadı. Benim ne yapmam gerekiyor ya? Ben size soruyorum. Özür dilerim, bir kuşun, bir hayvanın, bir kedinin yarası sarılıyor, suyu, yemi veriliyor, insanların neden yarası sarılmıyor? Fakir olmak, yalnız olmak, çaresiz olmak suç mu ya? Ben bir şey demiyorum. Ben sadece Allah'a sığındım. Herhangi yapacağım bir şey yok.Ben 65'lik aylığı alıyorum o da zaten bana yetmiyor. 2 bin lira veriyorlar aydan aya. Sadece devletimizden her sene 20 torba kömür veriyorlar, bir de belediyeden her sene bir koli veriyorlar gıda kolisi. Bir şeyim yok benim. Ben sadece bir küçük makinem var, onunla çalışıyorum iş olduğu zaman. Kendim öyle idare ediyorum. Gıda maddem yok, güneş enerjim yok yalnız başımayım burada. Herhangi yapacak bir şey yok. Devletimiz canı sağ olsun, veren, verir, vermeyen vermez. Herkesten Allah razı olsun. Yağmurda, çamurda, başımıza şemsiye tutarak, küçük tüpte yakıyoruz ondan sonra. Isıtıcıda da çalı çırpı bu topluyorum, kendi ihtiyaçlarımı tenekede su ısıtıp öyle ihtiyaçlarımı görüyorum." Haber merkezi