Tarih: 11.07.2025 00:11
İran: "Uranyum zenginleştirme faaliyetlerimizi sahip olduğumuz haklar doğrultusunda yürütüyoruz"
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Fransız Le Monde dergisine verdiği röportajda, "Uranyum zenginleştirme faaliyetlerimizi, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) kapsamında sahip olduğumuz haklar doğrultusunda yürütüyoruz ve defalarca nükleer programımızın askeri bir amacı olmadığını vurguladık" dedi.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Fransız Le Monde dergisine verdiği röportajda, ABD ile muhtemel müzakereler, İran’ın füze programı, uranyum zenginleştirme süreci ve Avrupa’nın rolüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İran’ın füze programının tamamen savunma ve caydırıcılığa dayalı olduğunu vurgulayan Arakçi, bu konuda herhangi bir müzakereyi kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Arakçi, "İran, nükleer mesele konusunda Washington ile diyaloğa açık olmayı sürdürüyor. Ancak bu diyaloğun başlaması için ABD’nin her türlü saldırıya karşı güvence vermesi, karşılıklı saygıya bağlı kalması ve geçmişteki hatalarını kabul etmesi gerekiyor" dedi.
"Geçmiş hatalar kabul edilmeli, tutum değişmeli"
Arakçi, "İran, her zaman karşılıklı saygıya dayalı müzakerelere açık olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Ancak düşmanımız olan ABD, 2018’de nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilerek çok taraflı ve uluslararası bir anlaşmayı ihlal etti. ABD ve İsrail’in saldırıları, yalnızca İran halkının değil, tüm bölge halklarının güvenliğini ve sağlığını yıllar boyunca etkileyecek çevresel ve insani bir felakete yol açabilirdi" diye konuştu.
İran Dışişleri Bakanı Arakçi, diplomatik süreci kesintiye uğratan tarafın ABD olduğunu belirterek, "Diplomasi iki yönlü bir yoldur. Bu nedenle, geçmişte yapılan hataların sorumluluğu kabul edilmeli ve davranışlarda açık bir değişim görülmelidir. Müzakereler sürerken, ABD’nin gelecekte bir askeri saldırıya başvurmayacağından emin olmalıyız" ifadelerini kullandı.
"Görüşmelerin şekli, belirtilen şartlara bağlı olarak değişiklik gösterebilir"
ABD ile bir sonraki müzakere tarihine ilişkin konuşan Arakçi, "Şu anda bazı dost ve arabulucu ülkeler aracılığıyla diplomatik temaslar devam ediyor. Görüşmelerin şekli, belirtilen şartlara bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Diyalog, her zaman İran’ın dış politikasının temelini oluşturmuştur ve tarih boyunca İran’ın bu ilkeyi ihlal ettiğine dair tek bir örnek dahi bulunamaz" dedi.
İsrail’in hedeflerine ulaşamadığını belirten Arakçi, "Kimsenin savaş tehdidiyle halkımızın iradesini elinden almasına izin vermeyiz" şeklinde konuştu.
"Nükleer Anlaşma kapsamında, belirli bir seviyede zenginleştirmeyi kabul ettik"
İran’ın uranyum zenginleştirme programını sınırlamaya hazır olduğu yönündeki iddialara değinen Arakçi, "Uranyum zenginleştirme faaliyetlerimizi, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) kapsamında sahip olduğumuz haklar doğrultusunda yürütüyoruz ve defalarca nükleer programımızın askeri bir amacı olmadığını vurguladık. Saldırıya uğramış olmamıza rağmen, nükleer silah üretimini fetvayla yasaklayan politikamızdan sapmadık. Kitle imha silahlarının üretimi, depolanması ve kullanımı, insanlık dışı ve İslam’a aykırı kabul edilmektedir" şeklinde konuştu.
Zenginleştirme seviyesinin İran’ın ihtiyaçlarına göre belirlendiğini belirten Arakçi, "Nükleer Anlaşma kapsamında, belirli bir seviyede zenginleştirmeyi kabul ettik. Ancak daha sonra, Tahran’daki araştırma reaktöründe ilaç ve radyofarmasötik üretimi için yakıt sağlamayı taahhüt eden Arjantin’in yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine, yalnızca bu amaçla yüzde 20 oranında zenginleştirme gerçekleştirdik. Ardından yüzde 60 seviyesine ulaştık ve bu da açıkça tehdit ve baskının çözüm yolu olmadığını gösterdi. Zenginleştirme hem İran’ın hakkı hem de ihtiyacıdır. Ancak bu tür teknik detaylar, karşılıklı, dengeli ve güvence altına alınmış bir anlaşma çerçevesinde müzakere edilebilir" ifadelerini kullandı.
"Konsorsiyum fikrine açığız, ancak halkımızın hakları korunmalı"
İran ile bölge ülkeleri arasında sivil bir nükleer program için konsorsiyum kurulması fikrine ilişkin değerlendirmede bulunan Arakçi, "İran, her zaman uluslararası ve bölgesel iş birliği ile şeffaflığa açık olmuştur, ancak bu alanda başarılar sınırlı kalmıştır. Örneğin 1970’lerde Fransa ile kurulan Framatome iş birliğinde, Fransa İran’ın hisselerini ve temettülerini bloke etti" diye konuştu.
Arakçi, benzer bir durumun Almanya ile de yaşandığını belirterek, "Yine de bölgesel iş birliği müzakereye açıktır. Tek şartımız, İran halkının hak ve çıkarlarının göz ardı edilmemesidir. İran, özellikle komşuları olmak üzere sorumlu ülkelerle barışçıl nükleer teknoloji konusunda iş birliğine hazırdır" dedi.
"Avrupa, İran’dan savunma hakkından vazgeçmesini bekleyemez"
Avrupa ülkelerinin İran’ın füze programını sınırlandırma çağrılarını değerlendiren Arakçi, "Fransa, bazı ülkelerin uzun menzilli füze geliştirmesini ya da bu silahları satmasını kaldırabiliyorsa, İran’ın sınırlı menzilli balistik savunma programını neden sorguluyor? Füze programımız tamamen savunma ve caydırıcılık amaçlı. İran, İsrail ve ABD tarafından sürekli tehdit edilirken ve hatta doğrudan ABD saldırısına uğramışken, savunma kapasitesinden vazgeçmesi beklenemez. İran da savunma hakkını savunan Avrupa ülkeleri gibi, bu meşru hakkını korumaktadır" şeklinde konuştu.
"Avrupa, yapıcı rol oynamak istiyorsa bağımsız ve tarafsız davranmalı"
Fransa’nın Avrupa’nın müzakerelerde rol üstlenmesi gerektiğine dair açıklamaları ile Avrupa’nın tetik mekanizmasını devreye sokma yönündeki tehditlerine değinen Arakçi, "Tetik mekanizması ve yaptırım tehditleri diplomasiye katkı sağlamaz. Avrupa gerçekten yapıcı bir rol üstlenmek istiyorsa, bağımsızlığını ve tarafsızlığını göstermeli, İsrail’in saldırganlığını ve ABD’nin İran tesislerine yönelik saldırılarını açıkça kınamalıdır. Ne yazık ki Fransa bunu yapmadı. Bu şartlarda İran’dan uluslararası kurallara uymasını beklemek adil değildir" ifadelerini kullandı.
Arakçi, "Avrupa, nükleer anlaşmanın korunması ve gerilimin azaltılmasında yapıcı bir rol oynayabilir. İran, üç Avrupa ülkesinin nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma çabalarını desteklemektedir. Ancak bu destek, Avrupa’nın tetik mekanizması gibi provoke edici adımlardan uzak durmasına bağlıdır. Aksi halde bu, Fransa ve Avrupa’nın süreçteki rolünün sona erdiği anlamına gelir" diye konuştu.
"NPT’den ayrılma niyetimiz yok"
İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’ndan (NPT) ayrılacağı yönündeki iddialara da yanıt veren Arakçi, "Henüz böyle bir niyetimiz yok. En ağır yaptırımlar, bilim insanlarımızın suikasta uğraması ve sabotaj operasyonlarına rağmen, NPT’ye olan bağlılığımızı sürdürdük. Ancak bu anlaşmaya saygı, tek taraflı olmamalıdır" dedi.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —