Tedarik zinciri finansmanı alanında faaliyet gösteren global finansal teknoloji şirketi C2FO’nun 13 ülkeden KOBİ’lerle gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye’den katılan KOBİ’ler yatırım iştahıyla tüm ülkeleri geride bıraktı.
C2FO Türkiye Ülke Direktörü Serden Keçecioğlu, “Tüm zorluklara ve belirsizliklere karşın, ‘eğer daha çok nakdiniz olsaydı nasıl kullanırdınız?’ sorusuna yüzde 60 oranla ‘daha çok ekipman ve stok alırdık’, yüzde 55 oranla ise ‘operasyonlarımızı genişletip ihracatta büyürdük’ şeklinde yanıt verilmesi, Türkiye’deki yatırım iştahına ve güçlü girişimci ruha işaret ediyor” dedi.
Tedarik zinciri finansmanı alanında faaliyet gösteren ve 183 ülkede 1 milyonu aşkın kullanıcısı olan finansal teknoloji şirketi C2FO, pandeminin nakit akışı üzerindeki etkilerini ele aldığı global araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Aralarında, ABD, Çin, Almanya, Hindistan ve İngiltere gibi dev ekonomilerin bulunduğu 13 ülkeden 6,780 katılımcı şirketle gerçekleştirilen araştırmada, pandeminin işletme sermayesi üzerindeki etkileri ve finansmana erişim koşullarındaki değişim gibi konular ele alındı. Açıklanan sonuçlara göre Türkiye; yatırım iştahı en güçlü ülke oldu. 2020 yılında artan faizlerin ve uzayan tahsilat sürelerinin KOBİ’leri zorladığı görülen araştırmaya göre krediler adeta can suyu oldu. “Kredi imkânınız genişledi mi” sorusuna, yüzde 59 ile en çok “Evet” cevabı Türkiye’den gelirken; aynı soruya İtalya’da yüzde 57, İngiltere’de ise yüzde 45 oranında “Kredi imkânımız geriledi!” yanıtı verildi.
KOBİ’lerin Motivasyonu Yüksek
Araştırmaya dair değerlendirmelerini paylaşan C2FO Türkiye Ülke Direktörü Serden Keçecioğlu,
“Tüm zorluklara ve belirsizliklere karşın, ‘eğer daha çok nakdiniz olsaydı nasıl kullanırdınız?’ sorusuna yüzde 60 oranla ‘daha çok ekipman ve stok alırdık’, yüzde 55 oranla ise ‘operasyonlarımızı genişletip ihracatta büyürdük’ şeklinde yanıt verilmesi, Türkiye’deki yatırım iştahına ve güçlü girişimci ruha işaret ediyor. Ülkemizdeki KOBİ’ler bu sonuçla Çin ve Hindistan’ı geride bırakarak birinci sıraya yerleşen bir motivasyon ortaya koyuyorlar” ifadesini kullandı.
Bu motivasyonun sürdürülebilir bir büyüme getirmesi için nakit akışından kaynaklanabilecek risklerin çok iyi yönetilmesi gerektiğini hatırlatan Keçecioğlu, “Tahsilat vadelerindeki uzama işletme sermayesi yönetiminde önemli bir tehdit oluşturuyor. Kamu teşvikli kredi genişlemesiyle bu risk yönetilmeye devam etti. Ancak önemli olanın esas faaliyetlerden pozitif nakit akışı üretebilmek ve nakit dönüşüm süresini kısaltmak olduğu unutulmamalı.” şeklinde konuştu.
C2FO Türkiye’nin Nakit Akışını Hızlandırıyor
“Türkiye’nin nakit akışını hızlandırmakta kararlıyız” diyen Serden Keçecioğlu, “C2FO, tedarikçilere, ihtiyaç duydukları anda alacaklarını tahsil etmelerine imkân sağlayan tamamen dijital bir platform sunuyor. Bugüne kadar 150 milyar doların üzerinde bir kaynağın tedarikçilere ve özellikle KOBİ’lere aktarılmasına aracılık eden C2FO, küresel ölçekte yılda 3 trilyon dolara yaklaşan fatura hacmini işleme alıyor. 2020’den bu yana ülkemizin büyük ölçekli kurumsal şirketleri geniş tedarik zincirlerine C2FO çözümünü sunuyorlar. İşletme sermayesi ihtiyaçlarını ölçümlediğimiz araştırmalarımızda Türkiye’ye daha geniş yer ayırarak, Türkiye’de ticaretin dinamiklerine ve finansmana erişim koşullarına ışık tutacağız” ifadesini kullandı.
Maliyet tüm dünyada birinci öncelik
Araştırmada dikkat çeken bazı sonuçlar şöyle oldu: Türkiye’de yüksek faizlerin finansmanla ilgili en büyük sıkıntı olduğunu yüzde 65’lik bir oranla teyit eden katılımcılar, azalan gelirlerin finansmana erişimi zorlaştırdığını ifade etti. Tüm dünyadan katılımcıların finansman sağlarken dikkat ettikleri ilk konu “maliyet” olarak öne çıktı. Dünyada ikinci öncelik “kredi limiti” iken, Türkiye’de ise “esneklik ve hız”, limitten daha önemli bir faktör olarak öne çıkarıldı. Araştırmada, Türkiye’deki tahsilat vadeleri ile ilgili çarpıcı bir sonuç dikkat çekti. Katılımcıların yüzde 58’i, faturaları vadelerinde tahsil edebildiklerini ifade ettiler ki, bu oran tüm ülkeler içinde en yüksek seviyeye işaret etti. Ancak yine katılımcıların yüzde 49’ü, müşterilerinin en az dörtte birinin artık daha uzun vadelerle çalıştığını belirtti ve bu oran, yüzde 34 ile en yakın ülke olan Çin’i geride bıraktı. Katılımcılar, “COVID-19 sonrası maliyetleriniz arttı mı?” sorusuna da yüzde 69 ile “Evet” yanıtını verdi.