Tarih: 13.07.2025 12:13
Tarihin içerisinden gelen ‘Eskici Yaşar’ın antikaları gibi hayatı da dikkat çekiyor
Elazığ’ın Palu ilçesinde yaşayan ve ’Eskici Yaşar’ olarak bilinen 85 yaşındaki Yaşar Bahçeci’nin antika eşyaları gibi hayat hikayesi de dikkat çekiyor. Türbede uyuduğu bir anda yaşlı ve sakallı bir adamın sözleri üzerine hareket geçen Bahçeci’nin zamanında bir gence verdiği 2,5 lira ile hayatı değişti.
Palu ilçesinde yaşayan 6 çocuk babası 85 yaşındaki Yaşar Bahçeci, 30 yıl boyunca İstanbul’dan getirdiği eski kıyafetleri Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki ilçe, belde ve köyleri karış karış gezerek antika eşyalarla takas etti. Topladığı antika eşyaları müzelere ve antikacı tutkunlarına satarak geçimini sağlayan Bahçeci bir süre sonra elinde kalanları ise deposuna koydu. Halk arasında ’Eskici Yaşar’ olarak bilinen Bahçeci’nin oluşturduğu sanat deposu adeta bir müzeyi andırıyor. Bahçecinin koleksiyonu gibi hayatı da büyük dikkat çekiyor. Birçok zorluğu atlatarak bu günlere gelen Bahçeci’nin hayatı bir türbede yatarken değişiyor. Türbede yaşlı ve sakallı bir adamın sözleri üzerine zamanında 2,5 lira verdiği gencin evine giden Bahçeci, burada verilen imkan sayesinde hayatı şekillenerek bu günlere geldiğini ifade etti.
10 sene Adana’da kaldığını aktaran Yaşar Bahçeci, "Kale Kapı bilinir. Taş köprünün başıdır. Eski istasyon, karakolda ilerde fabrika vardı. O fabrikanın oraya kadar gezdim ufacık bir ekmek bile bulamadım. Gezdiğim yerin mesafesi Palu’dan Kovancılara kadardır. Çöp tenekesinde bir ekmek bulamadım. Fabrikanın arkasında tren vagonları pamuk çiğidi doldurmuştu. İzmir’de fabrikaya götürecekti. Bende dedim bu pamuk çiğidinin içerisine gömülüp rahat bir şekilde yatayım. Ben bayağı yatmışım bir baktım ki tren Toros dağlarında. Allah’ım keşke ben çöplükte yatsaydım da bunun içerisinde yatmasaydım. Ben şimdi ne yapacağım dedim. Ne para ne pulum var. Konya Ereğli’de durur durmaz indim. Tren tünele girip çıkarken benim yüzüm kömürden kap kara olmuş. Bir sakallı adam beni gördüm evladım bu ne haldir dedi. Sonra derdimi anlattım. Sonra evladım sen benim yanımda çalışır mısın dedi. Bende çalışırım dedim. Ne verirsen ver dedim. Dedi sana 1 lira vereyim. Masaları silersin süpürürsün, gelen müşterilere ne yerse sorarsın dediler. 3 çeşit yemek bir de çorba vardı. Ben onun yanında 2-3 ay 1 liraya çalıştım" dedi.
Mahmud Samini Hazretleri türbesinde 1 hafta yattığını aktaran Bahçeci, "Bir tane sakallı ihtiyar bir adam kolumu tuttu ve salladı. 2,5 lira para verdiğin adamı Diyarbakır’da ara dedi. Adana’da 2,5 liram vardı. Bir aydır aç susuz geziyordum. Elim o parayı yemeye gitmiyordu. Bir adam bana fırından yarım ekmek verdi. Bir tane genç bir adam, başımın ucunda dikilmiş duruyordu. Kardeş dedim buyur sen de ye dedim. Ben yemiyorum, Diyarbakırlıyım. Babam bana bir tokat vurdu, ben aileme kızdım, 30 lira para aldım onu da burada yedim dedi. Üzerimde ceketim vardı sattım, onu da yedim. Şimdi 2,5 lira para bulamıyorum gideyim. Bende düşündüm 1 ay aç susuz gezdim ama 2,5 lirayı yemeye elim gitmedi. Demek ki bu 2,5 bu adamın nasibi dedim ve ona verdim. Bana bir kağıt yazdı verdi. Bu adrese gel, Diyarbakır’da Mardin Kapısında beni ara dedi. Aradan 7 sene geçti ve ben geldim Palu’ya. Türbede yatıp kalkıyorum. Ot toplayıp yiyorum. Tam başımı koyuyordum ki bir daha kolumu salladı ve sıçrayıp kalktım. Demek ki bunda bir hikmet var dedim. Diyarbakır’a gittim. Çocuk beni görür görmez ‘baba beni gönderen çocuk geldi’ dedi. Beni giydirdiler, temizlediler. O çocuğun babası Urfalı ve halıcı çok da zengindi. Tek de o evladı varmış. Babası bana 100 lira verdi. Dedi ki eski ürünleri topla getir benim eniştem de alıcıdır. Ben o adamın verdiği 100 lira ile ürünler aldım. Çok ürünler alıp sattım. Kârımı aldım buraya yatırdım" diye konuştu.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —