AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İnsan Hakları Başkanı Hasan Basri Yalçın, Refah Sınır Kapısı’nda yaptığı açıklamada, "Gazze’yi insansızlaştırmaya yönelik bir etnik temizlik suçu işleniyor" ifadelerini kullanarak, "Nasıl Nürnberg mahkemeleri kurulduysa ve Naziler insanlık önünde hesap verdiyse gün gelecek bu Siyonist rejimin suç unsurları da yargılanacaktır" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İnsan Hakları Başkanı Hasan Basri Yalçın ve beraberindeki heyet, Mısır’ın Gazze Şeridi’ne açılan kapısı olan Refah Sınır Kapısı’nda açıklama yaptı. Yalçın, "Sesimizi duyun. Bu bir haykırıştır. Buradan Gazze’nin hemen yanı başından tüm insanlığa, vicdan sahibi tüm insan evlatlarına sesleniyoruz. Nefesimizi Gazze’nin çığlığına katmak için haykırıyoruz" dedi.
"Burada yalnızca siviller katlediliyor"
İsrail’in Gazze Şeridi’nde soykırım suçu işlediğini vurgulayan Yalçın, "Gazze’de İsrail hayasız bir soykırım yapıyor. Gazze’yi abluka altında tutarak masum insanların açlıktan kırılmasına neden oluyor. Burada terörle mücadele yürütülmüyor. Burada yalnızca siviller katlediliyor. Gazze’yi insansızlaştırmaya yönelik bir etnik temizlik suçu işleniyor. Şu ana kadar tespit edilebilen 62 bin sivil İsrail’in hain saldırıları sonucu yaşamını yitirdi. 10 bin sivil kayıp ya da enkazların altında kaldı. İsrail tarafından öldürülen bu insanların en az 20 bini çocuk. Bunları birer rakama indirgemeden her bir şehidi saygı ve rahmetle anıyoruz" dedi.
"Canlı veya cansız ne varsa yok etti"
Gazze Şeridi’nde ölenlerin birer rakamdan ibaret olmadığını ifade eden Yalçın, "Bunlar kuru birer rakam değildir, olmamalıdır. Burada can verenlerin her biri kanlı canlı insanlardır. Her birinin içi yanan bir anası, ciğeri sönen bir babası vardır. Her birinin yetim ve öksüz kalmış çocuğu her birinin boynu bükük kalmış eşi, dostu, kardeşi vardır. Her birinin hayalleri ve umutları vardı. Evi, mahallesi, komşusu vardı. Yani bir hayatı vardı. İsrail işte bu hayatları teker teker söndürdü. Gazze’deki insanların yüzde 90’ını yerinden ederek göçe zorladı. Binaların yüzde seksenini yerle bir etti. Hastaneleri, okulları, camileri vurdu. Canlı veya cansız ne varsa yok etti" dedi.
"Hiçbir terörle mücadele operasyonunda 70 bin sivil ölmemiştir, ölmez de"
İsrail’in Batı kurumlarının içinde kümelendiği ve gizlendiği mecralardan aldığı güçle bu vahşetin üzerini örtmeye çalıştığına dikkat çeken Yalçın, "Ancak bu soykırım artık gizlenemeyecek bir boyuta ulaşmıştır. Hiçbir terörle mücadele operasyonunda 70 bin sivil ölmemiştir, ölmez de. Sırf bu gerçek bile İsrail’in terörle mücadele etmediğini soykırım uyguladığını göstermek için yeterlidir. 7 Ekim 2023 bir başlangıç veya bir sebep değildir. 7 Ekim İsrail’in soykırım için arsızca tutunduğu, dünyanın gözünü boyamak için hayasızca kullandığı bir bahanedir" dedi.
"Birçok başkent İsrail lobilerinin esiri olarak bu acı soykırımı bile görmezden gelme eğilimi göstermektedir"
Uluslararası toplumun görevini yerine getirmediğini vurgulayan Yalçın, "Batılı başkentlerin birçoğunda durum aynıdır. Birçok başkent İsrail lobilerinin esiri olarak bu acı soykırımı bile görmezden gelme eğilimi göstermektedir. Halbuki görüyoruz ki, üniversitelerde ve sokaklarda hakkı savunan ve bu zulmü protesto eden halis niyetli ve vicdan sahibi bir uluslararası kamuoyu günden güne uyanmakta ve kendini belli eder hale gelmektedir. Umulur ki bu sağduyulu sesler artış gösterir ve kendi siyasetçilerini de İsrail baskısından özgürleştirerek insanlığın, hakkın ve hakikatin yanında olmaya iter" dedi.
"Bugün o kardeşlerinize saldıranların yarın sizi hedef alacağını hiç aklınızdan çıkarmayın"
Müslüman ülkelere seslenen Yalçın, "En büyük görev bize düşüyor. İrkilin ve kendinize gelin. Zulüm gören kardeşlerinizi yalnız bırakmayın. Bugün o kardeşlerinize saldıranların yarın sizi hedef alacağını hiç aklınızdan çıkarmayın. Birbirinize sıkı sıkıya sarılın. Sizin içinizdeki fitne ve ayrışma ancak düşmanlarınızı mutlu eder. Bir ve beraber olmadıkça sıranın size gelmesinden kaçış yoktur. Bir ve beraber olursanız ve Allah’ın ipine sıkıca sarılırsanız da kazanamayacağınız zafer yoktur. Gün ayrışmalara son verip Gazze için, İslam dünyası için, insanlık için bir ve beraber olma günüdür. Korku ve yeise de kapılmayın. Çünkü zafer inananlarındır" dedi.
"Her Firavun ancak kendi Musa’sını besler ve büyütür"
İsrail’e seslenen Yalçın, "Ey Siyonist İsrail rejimi, işlediğin suçları sen herkesten daha iyi biliyorsun. Çünkü sen insanlığa karşı suç işlemek maksadıyla hareket eden, ilk günden bu yana etnik temizlikle Filistinlileri topraklarından sürmek ya da katlederek bitirmek için uğraşan bir örgütsün. Ancak başaramayacaksın. Çünkü zulüm ile abad olunmaz. İnşa ettiğin vahşet adasında korku ve endişeden tırnaklarını kemirerek yorgun ve bitkin düşeceksin. Nasıl Nürnberg mahkemeleri kurulduysa ve Naziler insanlık önünde hesap verdiyse gün gelecek bu Siyonist rejimin suç unsurları da yargılanacaktır. Nasıl Firavun tüm erkek çocuklarını öldürerek bitiremediyse, nasıl bir Musa çıktıysa, sen de Gazzeli çocukları öldürerek bitiremeyeceksin. Her Firavun ancak kendi Musa’sını besler ve büyütür" dedi.
"Tüm kalbimizle iman ve idrakimizle buradayız"
Türkiye’nin Gazzelilerin yanında olduğunu ifade eden Yalçın, "Ey Gazzeli kardeşim, buradayız yanı başındayız. Tüm kalbimizle iman ve idrakimizle buradayız. Türkiye’den milyonlarca kardeşinin selamını getirdik. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın selamıyla geldik. Gazze için, Filistin için, özgür Kudüs için daha fazlasını yapabilmek için dua ediyoruz. Direnişinizi anlıyor ve şehadetlerinizi saygıyla selamlıyoruz. Allah’ın vaadi yakındır. Gün gelecek bu musibet son bulacak, zafer inananların olacaktır. İşte o zaman Mescid’i Aksa’da hep beraber omuz omuza kıyama duracak Allah’a şükredeceğiz" dedi.
"İsrail ile tüm siyasi, ekonomik ve ticari bağlarımızı kestik"
Türkiye’nin en başından itibaren mazlum Filistin halkının yanında olduğunu vurgulayan Yalçın, "İsrail ile tüm siyasi, ekonomik ve ticari bağlarımızı kestik. Gazze’ye her türlü insani yardımı ulaştırmak için elimizden geleni yaptık. Yapmaya devam ediyoruz. Gazzeli kardeşlerimize gerekli şartlar altında maddi-manevi her türlü desteğimizi vermeye devam edeceğimizi de herkesin bilmesi gerekir. İlk günden bu yana derhal ateşkes ilan edilmesi ve sorunun 1967 sınırları temelinde iki devletli bir çözüme kavuşması gerektiğini dile getirerek bu uğurda her türlü taahhüt ve garantileri verdik. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan her türlü uluslararası zeminde çözüm için bir cephe kurma arayışını ilk günden bu yana sürdürmektedir. Bu vesileyle yüzlerce diplomatik görüşme gerçekleştirmiştir. Her yerde ve her zeminde Gazze’yi uluslararası siyasetin ana gündemi haline getirmek için çabalamaktadır" dedi.
"Filistin, Osmanlı Devleti’nin bakiyesi ve emanetidir"
Filistin’in Osmanlı Devleti’nin bakiyesi ve emaneti olduğunu belirten Yalçın, "Kudüs, Müslümanların ilk kıblesi, Hazreti Peygamber’in Mirac’a yükseldiği kutsal mekanımızdır. Herkes sussa, herkes sırtını dönse bile Türkiye’nin bu zulme, bu soykırıma karşı sessiz ve tepkisiz kalması düşünülemez. Nitekim, Türkiye’deki tüm siyasi partiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Hükümetimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız ve aziz milletimiz bu acımasız soykırımı durdurmaya yönelik mümkün olan her yol ve yöntemle güçlü bir mücadele vermektedir. Bugün Refah Kapısı’na yaptığımız ziyaret de bu kapsamda, dünyanın ve İslam aleminin dikkatlerini Gazze’ye çekmeye yönelik bir ziyarettir. Gazze halkı yalnız değildir. Gazzeliler unutulmuş değildir. Bu kuşatmayı yarmak, Gazzelilere el uzatmak, yaraları sarmak, suçluları da cezalandırmak için her an teyakkuzdayız. Bu kararlılığımızın bir göstergesi olarak da bugün buradayız" dedi.
"Bu üç günlük bir mesele değildir ve sadece birkaç devletin çabasıyla çözülebilecek bir sorun değildir"
Türkiye’nin önümüzdeki dönemde de Gazze ve özgür Filistin için her türlü adımı atmaya devam edeceğini ve her türlü uluslararası çabanın içinde olacağını belirten Yalçın, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye birçok uluslararası sorunda nasıl doğrudan ve somut etki üretmişse bu konuda da aynı etkiyi üretecektir. Hepimiz biliyoruz ki, bu üç günlük bir mesele değildir ve sadece birkaç devletin çabasıyla çözülebilecek bir sorun değildir. 77 yıldır tüm dünyanın gözü önünde devam eden bir sorundur. Çözülmesi de ancak uluslararası işbirliği ve kesintisiz çabalarla mümkün olur" dedi.
"Bölgesel istikrarı şımarık ve küstahça tehdit ettiği gibi küresel istikrarı da ateşe vermekten zerre kadar geri kalmayacağını tüm uluslararası kamuoyu biliyor"
Siyonist ve soykırımcı İsrail sorununun sadece Gazzelilerin veya Filistinlilerin sorunu olmadığına dikkat çeken Yalçın, "Sadece Arapların veya sadece Müslümanların sorunu da değildir. Bugün İsrail tüm insanlık için bir sorundur. Bölgesel istikrarı şımarık ve küstahça tehdit ettiği gibi küresel istikrarı da ateşe vermekten zerre kadar geri kalmayacağını tüm uluslararası kamuoyu biliyor. Ya buna ses çıkartamıyor. Ya da buna ortak olmayı tercih ediyor. Halbuki küresel bir sorun olduğu her halinden belli olan bu saldırganlığa karşı ortak mücadele vermeden insanlığın bu ortak sorunu çözülemez. O nedenle de uluslararası kamuoyuna açık çağrıda bulunuyoruz. Vakti çoktan gelmedi mi İsrail’e ‘one minute’ demenin? Vakti çoktan gelmedi mi artık bu soykırımı bitirmenin? Vakti çoktan gelmedi mi insanlık için harekete geçmenin?" dedi.
Uluslararası sistemdeki büyük güçlerin artık İsrail’e gizli ve açık destek vermeyi bırakması gerektiğini ifade eden Yalçın, "Bazı devletlerin Filistin devletini tanıma kararlarını olumlu buluyor, devamının gelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Birçok devletin Siyonist İsrail lobilerinin boyunduruğundan kurtularak küresel ve bölgesel istikrar için çabalaması ve tarihin doğru tarafında durması gerekir. En azından uluslararası kurumları harekete geçirmeyi düşünebilir veya kendi kamuoylarının Gazze’yi destekleyen tavrından ders alarak siyasi liderlik yapmayı deneyebilirler" dedi.
"Uluslararası mahkemelerde İsrailli savaş suçluları yargılanmalıdır"
Gazze Şeridi için beklentileri sıralayan Yalçın, "Bu çerçevede beklentilerimiz sırasıyla şu şekilde özetlenebilir. Gazze’de insani yardımların girişine derhal izin verilmeli, tüm ablukalar toptan kaldırılmalıdır. Hızla bir ateşkes hayata geçirilmeli, İsrail’in seslendirdiği Gazze’yi işgal ve Gazzelileri sürme planı önlenmelidir. Adil ve kapsayıcı bir barış masası kurulmalı, 1967 sınırları çerçevesinde iki devletli bir çözüm hayata geçirilmelidir. Bütünleşik, yönetilebilir, egemen ve özgür bir Filistin Devleti için uluslararası anlaşmalarla İsrail saldırganlığına karşı garantiler verilmelidir. Uluslararası mahkemelerde İsrailli savaş suçluları yargılanmalıdır. Gazze’nin ve tüm Filistin’in yeniden inşası ve kalkınması için İsrail savaş tazminatları ödemeye mahkum edilmelidir. Filistin’in kalkınması uluslararası fonlarla desteklenmelidir. Ortadoğu’da kalıcı ve adil bir barış isteniyorsa bu adımların atılması şarttır. Aksi durumda ne bu bölgeye ne de dünyaya ne huzur ne de barış gelebilir" dedi.