Hatay’da eğitim veren Farklı Bireyler Anaokulu’nda öğrenim gören çocuklar, marangozluk atölyesi çalışmasında hayal ettikleri oyuncak arabaları aileleriyle birlikte yaptılar. Hayallerinin peşinden koşarak afetzede çocukların hayatına dokunan eğitimci Fatma Güney, çocukların aileleriyle birlikte kaliteli vakit geçirdiğini ve el becerilerinin geliştiğini söyledi.
Depremin vurduğu Hatay’da birçok yaşam alanı yerle bir olurken pek çok eğitim binası da zarar görerek yıkıldı. Deprem öncesi Antakya ilçesi Ekinci Mahallesi’nde eğitim yuvası bulunan eğitimci Fatma Güney’in de okulu asrın felaketinde ağır hasar alarak yıkıldı. Depremle birlikte hayalleri yarım kalan eğitimci Güney, yeniden ayağa kalkmak ve deprem bölgesindeki çocukları hayata tutundurmak için harekete geçti. Antakya ilçesi Ballıöz Mahallesi’nde bir okul açmaya karar veren 4 çocuk annesi Güney, çocukları hayata hazırlamak için farklı etkinlikler gerçekleştirmeye özen gösteriyor. Farklı Bireyler Anaokulu’nda eğitim gören çocuklar, marangozluk atölyesi çalışmasında ahşaptan kendi oyuncaklarını babalarıyla birlikte tasarladılar. Çivi çakan, çekiç kullanan ve ahşapı kesmek için babasıyla birlikte testere kullanan çocuklar, hayallerindeki oyuncakları aileleriyle birlikte yaparak deprem sonrası ailecek birlikte vakit geçirdiler.
“Çocukların babalarıyla birlikte doğal bir ortamda zaman geçirmelerini planladık”
Babaları çocuklarıyla bir araya getirerek kaliteli vakit geçirdikleri bir atölye çalışması yaptıklarını ifade eden eğitimci Fatma Güney, “Bu atölyede de babalarla birlikte çocuklar kendi arabalarını tasarladılar ve çok daha keyifli oynayacaklarını düşünüyorum. Bence burası uzun zamandan beri zaman vakit geçirmemiş olan ailelerin alternatifi oldu. Hep birbirine benzeri olan etkinlikler değil de çocukların eğlenirken öğrenecekleri, öğrenirken de değiştirip dönüştürebileceklerine görmelerini istedik. Çocukların, babalarıyla birlikte aileleriyle doğal bir ortamda zaman geçirmelerini planladık. Biz okul olarak genelde teknolojiden kısmen uzakta olmayı planlıyoruz. Çünkü doğal uyaranlar her yerde çok fazlalar. Çocukların gerçek materyallerle bir şeyleri değiştirip ve uzun soluklu oynamalarını öncelik alıyoruz. 3 saatten beri hiçbir çocuğun elinde bir tane bile telefon yoktu, talep etmediler. Bunun yerine çekiç, çivi, tahta ve özgün araba modelleri çıktı. Bu da bizim için çok keyifliydi” dedi.
“Burada çocuklarımızla daha iyi ilişki kurduk ve birlikte çalıştık”
Deprem sonrasında ilk defa kızıyla farklı bir ortamda birlikte vakit geçiren Serdar Ceylan, “Kızımla birlikte kızımın daha önce resmini çizdiği bir yarış arabasının benzerini yapmaya çalıştık. Depremden sonra genelde konteyner yaşamına devam ediyoruz. Konteynerler dar alanlara sahipti. Depremden sonraki süreçte her yer şantiye alanı olduğu için hiçbir yere gidemiyorduk. Böyle bir alan bizim için çok iyi oldu. Burada bizim için çok güzel zaman oldu. Burada çocuklarımızla daha iyi ilişki kurduk ve birlikte çalıştık. Ekip havasında bir şeyleri birlikte yapabileceğimizi ikimiz de gördük” şeklinde konuştu.
“Burada doğayla iç içe olduk ve eskiye dönerek burada tahtalardan oyuncaklar yaptık”
Marangozluk atölyesinde tahtalardan araba yapan Mustafa Ata Yarman, “Tahtalardan arabalar yaptık. Burası babamın köyünü hatırlattı ve orası da çok güzeldi. Burada doğayla iç içe olduk. Eskiye dönerek burada tahtalardan oyuncaklar yaptık. Sonra burada çember oluşturup neler hissettiklerimizi anlattık. Burada olmaktan çok mutluyum” ifadelerini kullandı.