Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bu teknoloji dar bir zümrenin kontrolünde olursa insanlığın hayrına olmaktan ziyade toplumsal eşitsizlikleri derinleştirip, toplumsal huzursuzluğu tetikleyebilirler" dedi.
Yapay zeka, eğitim-öğretim, insan kaynakları, fiziki altyapı ve yönetim alanlarında büyük veri analizleri yaparak kamu kaynaklarının verimli kullanılması ve yöneticilere hızlı ve doğru bilgiler sağlanması amacıyla geliştirilen Millî Eğitim Bakanlığı Bakanlık Yönetim Sistemi (MEBBYS) tanıtım programı, Ankara’da bir otelde gerçekleştirildi.
Veri temelli karar alma mekanizmalarının güçlendirilmesi, süreçlerin daha yakından izlenebilmesi, raporlanabilmesi ve dijital entegrasyonun tüm Bakanlık birimlerine yaygınlaştırılması hedefiyle tasarlanan MEBBYS’nin tanıtım programına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve ilgili kamu kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 21’inci yüzyılın; yapay zeka, kuantum, büyük veri ve makine öğrenmesi gibi teknolojilerin baş döndürücü bir hızla hayatın her alanını yeniden tanımladığı bir değişim çağı olduğunu ifade ederek, bu teknolojik devrimin eğitim ve eğitim yönetimi anlayışlarında da köklü değişiklikleri zorunlu kıldığını kaydetti.
"Teknoloji dar bir zümrenin kontrolünde olursa toplumsal eşitsizlikleri derinleştirebilir"
Eğitimin yapay zeka ve yeni teknolojilerin toplumun geneline yayılması anlamında oldukça kıymetli olduğu ve toplumun geneline yayılmadığı takdirde ise toplumsal eşitsizliği artırabileceğini söyleyen Yılmaz, "Bu teknoloji dar bir zümrenin kontrolünde olursa insanlığın hayrına olmaktan ziyade toplumsal eşitsizlikleri derinleştirip, toplumsal huzursuzluğu tetikleyebilirler. Eğitim yoluyla bu teknolojiyi tüm topluma yaydığınız zaman daha adaletli bir toplumsal düzeni de destekleyebilirsiniz. Bu teknolojilerin eğitim alanında kullanılması son derece kıymetli" dedi.
"Artık elimizdeki devasa veriyi saniyeler hızında analiz eden ve anlamlandıran bir idari anlayış tercih değil zorunluluktur"
Geçmişte bilginin, şimdi ise verinin güç olduğunu belirten Yılmaz, "Artık elimizdeki devasa veriyi saniyeler hızında analiz eden, anlamlandıran, geleceği öngören ve kaynakları en akılcı şekilde yöneten bir idari anlayış bir tercih değil zorunluluk haline gelmiştir. İşte Millî Eğitim Bakanlığımızın bu stratejik dönüşüme öncülük ederek geliştirdiği Bakanlık Yönetim Sistemi, bu mecburiyetin idrak edildiğini gösteren ve geleceğe uyum sağlama iradesini ortaya koyan takdire şayan bir gelişmedir" değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye, 2024 yılında e-Devlet Gelişmişlik Endeksi’nde 193 ülke arasında 27’nci sıraya yükseldi"
Yılmaz, 2000’li yılların başından itibaren kamu hizmetlerinin dijital ortama taşınması yönünde kararlı adımlar atıldığına vurgu yaparak, "Bu süreçte Türkiye, uluslararası ölçekte de dikkat çeken bir ilerleme kaydetmiştir. Birleşmiş Milletler’in 2024 yılı e-Devlet Gelişmişlik Endeksi’nde Türkiye, 193 ülke arasında 27’nci sıraya yükselmiştir. Avrupa Birliği’nin 2024 yılı e-Devlet Kıyaslama Raporunda 37 ülke arasında 10’uncu sırada yer alma başarısını göstermiştir. Bizden önde olan bu Avrupa ülkelerinin hepsinin nüfusunu topladığınızda bizim nüfusumuzun yarısı kadar etmiyor. Türkiye e-Devlette muazzam bir başarı sağladı, bunu uluslararası endekslerde de görüyoruz. e-Devlet alanında kullanıcı odaklılıkta 2’nci ve şeffaflıkta 5’inci sıradayız ve birçok alanda AB ortalamalarının üzerinde performans gösteriyoruz. Bu başarının arkasında, kamu kurumlarının Dijital Türkiye vizyonu çerçevesinde dijital sistemlerle yeniden yapılandırılması ve operasyonel kapasitesinin artırılması yatmaktadır" açıklamasında bulundu.
Yapay zeka ve veri analitiği teknolojilerinin ulaştığı yaygınlığı dikkate aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, kamuda dijitalleşmenin veriden daha fazla değer oluşturacak şekilde derinleşmesini sağlamayı, veriye ve kanıta dayalı politika üretme sistematiğini yaygınlaştırmayı amaçladıklarını sözlerine ekledi.
Bakanlık Yönetim Sistemi’nin millî Eğitimde dijital çağın gereklerine uygun şekilde geliştirilen, yerli ve millî bir karar destek altyapısı olduğunu kaydeden Yılmaz, "Başkalarının yaptığı tasarımlarla bir yere kadar gidebilirsiniz. Kendi tasarımınızı yapmadığınız sürece teknolojik bağımsızlık sağlayamazsınız. Yaşadığımız bu çağda teknolojik bağımsızlığı olmayanın da siyasi anlamda tam anlamıyla bağımsız olması mümkün değil" diye konuştu.
"Bu ekran bize bütün kararlarımızda rasyonel karar almamız konusunda bize destek sunacak"
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise bakan olarak göreve başladığında teknolojik imkanlar ve yapay zeka uygulamalarının yaygınlaşması gibi unsurları göz önünde bulundurduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Bu ekran bize bütün kararlarımızda rasyonel karar almamız konusunda bize destek sunacak, analizleri ile bize katkı verecek gerçekten çok önemli bir adım. Burada en ücra köşemizdeki okul müdürümüz, okuldaki öğrenci sayısından okulun bulunduğu mahalledeki nüfus artışına kadar bizden isteyeceği, talep edeceği onarımlardan tutun eğitim öğretimin niteliğine kadar her türlü durumu görmüş olacak, bütün kararlarını buna göre almış olacak. Ayrıca okul müdürümüz bu kurumdaki anormalleri anında görmüş olacak, yani devamsızlıktan tutun ders notlarındaki anormal düşüşler ve yükselişler dahil olmak üzere her şeyi anında görebilecek olacak ve ona göre tedbirlerini öğretmen arkadaşlarımızla alabilecekler. Sonra okul müdürlerimiz dışında ilçe eğitim müdürlerimiz kendilerine tanımlanmış ekranda biraz önce söylediğim verileri ilçe bazlı olarak görebilecek. Devamında il milli eğitim müdürümüz kendisine tanımlanmış ekranda il genelinde aynı analizleri yapabilecek. Sonra bakanlık düzeyinde ilgili genel müdürümüz kendi genel müdürlüğü bünyesindeki okullarda bununla ilgili analizleri yapabilecek ve en nihayetinde bakan yardımcılarımız ve kendi görev alanlarımızla ilgili konularda ülke genlinde bu analizleri yapabilmiş olacağız. Yaptığımız şey çok önemli bir karar alama sürecimizde bütün attığımız adımları rasyonelleştirmek adına çok önemli bir adım. Asıl beklentim elde ettiğimiz verinin kamuoyundaki imajımızın emeğimizin karşılığının, daha sağlıklı bir şekilde görüleceği mekanizma olarak görüyorum."