Yaklaşık on yıldır hastalıklar ve kuraklık yüzünden tarlada çürüyen Kahramankazan kavunu, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin desteği, Kahramankazan Belediyesi’nin öncülüğü, Proje Koordinatörü Mahmut Yılmaz ve Ankara kültürünün hafızası Seyfettin Aslan’ın katkılarıyla yeniden doğuyor.
Bir zamanlar Ankara’nın en özel lezzetlerinden biri olan Kahramankazan kavunu, yaklaşık 10 yıldır üreticisine umut, tüketicisine tat veremedi. Fusarium solgunluğu ve halk arasında "kavun sineği" diye zararlı böcek ve kuraklık rekolteyi azalttı. Bunun yanında Çöken kavunların tarlaya yayılması bilinçsiz uygulamalar hastalığı katladı ve neredeyse verim alınamadı. Olgunlaşma döneminde yaşanan hastalıklar nedeniyle tarlalarda kavunlar çürüdü. Çiftçi büyük zarar gördü, tüketici ise uygun şartlarda 5, 6 ay dayanabilen, kendine has kokusu ve tadıyla coğrafi işaretli kavundan mahrum kaldı.
‘Önce kavun kurtarılacak sonra çiftçi bilinçlendirilecek’
Kahramankazan Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürlüğü öncülüğünde, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle başlatılan proje, Mahmut Yılmaz’ın koordinatörlüğünde yürütülüyor. Projede ilk kez ezbere değil, toprak analizleri ve bilimsel yöntemler temel alındı. Yaklaşık 5 dönümlük deneme ekiminde ata tohumları toprakla buluşturuldu. Düzenli ilaçlama, hastalıklı ürünlerin tarladan uzaklaştırılması ve modern tarımsal tekniklerle yürütülen çalışmalarda ilk sonuçlar yüz güldürdü. 30 Ağustos’ta Kahramankazan’da yapılacak "Kavurma Festivali"nde tüketiciyle buluşacak coğrafi işaretli Kahramankazan kavunu tohumunun muhafaza edilmesi nedeniyle misafirlere tadımlık ikram edilecek.
‘Coğrafi işaretli bir değer’
Kahramankazan Kavunu, 24 Mayıs 2021 tarihinde coğrafi işaret alarak tescillendi. Kalın kabuğu, arkası mühürlü yapısı, uzun raf ömrü ve eşsiz aromasıyla bu kavun yalnızca bir ürün değil, Ankara’nın kültürel mirasının da parçası. yıllardır Ankara’nın kültürel değerleri üzerine yaptığı çalışmalarla projeye hem tarihsel hem de kültürel bir bakış kazandıran Seyfettin Aslan, "Kahramankazan kavunu kışa dayanıklı yapısıyla Anadolu’nun hafızasında özel bir yere sahip. Bu değerimizi yaşatmak boynumuzun borcu" sözleriyle çalışmanın önemini vurguladı.
Proje Koordinatörü Mahmut Yılmaz ise, "Biz bu süreci adım adım, haftalık kayıtlarla takip ettik. İlk hedefimiz ürünün başarıyla ortaya çıkması. Ama asıl amacımız bunun ötesinde; tohum üretmek ve coğrafi işaretli bu değerimizi kaybetmemek. Çiftçimize yaşadığımız problemleri, bunlara nasıl çözümler getirdiğimizi tek tek anlatacağız. Neredeyse kaybolan ata tohumunu yeniden Kazanımıza ve ülkemize kazandırmak için çalışıyoruz. Bu yıl hem şekil hem tat olarak özlediğimiz Kazan kavununa kavuşacağız" ifadelerinde bulundu.
Ankara Kültürünü Tanıtma Vakfı Başkanı Seyfettin Aslan ise şu ifadelere yer verdi:
"Türkler Orta Asya’dan gelirken kavun, karpuz ve diğer meyve çekirdeklerini de getirmişler. Kahramankazan kavunu, kalın kabuğu, mühürlü yapısı ve kışa dayanıklılığıyla diğerlerinden ayrılır. Bugün yaşanan hastalıkların bilimsel metotlarla çözülebileceğini gördük. Yanlış uygulamalar yerine düzenli ilaçlama ve hastalıklı ürünlerin yok edilmesi gerekiyor. Bu çalışmalarla Ankara’nın değerlerine sahip çıkıyoruz. Şu anda da Ankara’nın 10 meyvesi üzerinde çalışıyorum; kavun bu listenin en özel parçası olacak."