Klinik Psikolog Tatlıdil: "Yüksek kolesterol ve Tip-2 diyabet Alzheimer’da risk faktörü"

Alzheimer ve Demansın 65 yaş üzeri bireylerde daha sık görüldüğünü vurgulayan Klinik Psikolog Ecem Özcan Tatlıdil, "Alzheimer ve Demans, sessizce gelen bir zihinsel erozyondur. Kadınlar, erkeklere göre daha yüksek risk altındadır. Eğitim düzeyi düşük bir

Gündem 29.07.2025 14:41:47 0
Klinik Psikolog Tatlıdil:
Alzheimer ve Demansın 65 yaş üzeri bireylerde daha sık görüldüğünü vurgulayan Klinik Psikolog Ecem Özcan Tatlıdil, "Alzheimer ve Demans, sessizce gelen bir zihinsel erozyondur. Kadınlar, erkeklere göre daha yüksek risk altındadır. Eğitim düzeyi düşük bireylerde hastalık daha yaygındır. Kafa travmaları, yüksek kolesterol, Tip-2 diyabet ve sürekli yüksek seyreden hiperglisemi de risk faktörüdür" dedi.
Uzmanlar, demansın; hafıza, dikkat, dil, karar verme ve günlük yaşam becerileri gibi zihinsel işlevlerde bozulmayla seyreden ilerleyici bir beyin sendromu olduğunu belirtiyor. Liv Hospital Ankara’da görev yapan Klinik Psikolog Ecem Özcan Tatlıdil, Alzheimer ve demans hastalıkları hakkında merak edilenler konusunda bilgilendirmede bulundu.
Psikolog Tatlıdil, demansın tek bir hastalık olmaktan ziyade, birçok hastalığın yol açtığı bir klinik tablosu olduğunu aktararak, "Bu klinik tablonun ortaya çıkmasının en sık nedeni olarak Alzheimer hastalığını görmekteyiz" ifadelerini kullandı.

"Alzheimer hastalığı ile Demans aynı şey değildir"
Alzheimer ile Demansın aynı şey olmadığının altını çizen Tatlıdil, "Demans genel bir çatı tanımdır. Alzheimer ise bu çatı altında karşılaşılan en yaygın hastalıktır. Yani her Alzheimer hastasının Demanslı olduğunu söyleyebilecekken, her Demans hastasında Alzheimer hastalığı olduğunu söylemek mümkün değildir. Demans tablosunda en sık görülen hastalık Alzheimer hastalığıdır. Tüm Demans vakalarının yaklaşık yüzde 60-70’ini Alzheimer oluşturur" diye konuştu.

"Demansta unutkanlıkla birlikte yön bulma güçlüğü ve davranış bozuklukları da olur"
Yaşlanmayla birlikte kişilerde hafif unutkanlık ve dikkat eksikliği yaşanabildiğini ancak bu sürece ‘senilite’ denildiğini söyleyen Tatlıdil, "Ancak yaşlanmadaki tüm bu değişiklikleri Demans olarak nitelendirmek söz konusu değildir. Demans tablosunda unutkanlık ile birlikte yön bulma güçlüğü, davranış bozuklukları ve karar vermede zorlanma gibi daha ağır belirtiler görülmektedir" açıklamasında bulundu.

"Zamanla beyin kütlesi azalır, düşünme ve davranış becerileri bozulur"
Alzheimer hastalığının beynin yapıtaşı olan nöronları harap ettiğine dikkat çeken Psikolog Tatlıdil, "En çok etkilenen bölge, belleğin merkezi olan hippokampustur. Bu yüzden hastalık genellikle unutkanlıkla başlar. Zamanla nöron kaybı yayılır, beyin kütlesi azalır (atrofi), düşünme ve davranış becerileri bozulur" dedi.
Tatlıdil, Alzheimer hastalığının evrelerinden bahsederek sözlerine şöyle devam etti:
"Birinci evreyi ‘Ilımlı Bilişsel Bozukluk (MCI)’ olarak söyleyebiliriz. Bu evrede kişide belirtiler başlar ama günlük yaşam bu evrede etkilenmemektedir. İkinci evre ‘erken evre’ olarak ifade edilmektedir. Bu evrede kişide unutkanlık belirgindir, sosyal işlevler zorlaşır. Üçüncü evre ise ‘orta evre’ olarak isimlendirilir. Bu evrede kişinin günlük işlerinde bağımlılık başlar. Son evre olan dördüncü evreye ise ‘ileri evre’ denilmektedir. Bu evrede kişinin kişisel bakımı bile yapılamaz hâle gelir."

"Kadınlar, erkeklere göre daha yüksek risk altında"
Alzheimer ve Demansın 65 yaş üzeri bireylerde daha sık görüldüğünü vurgulayan Tatlıdil, "Kadınlar, erkeklere göre daha yüksek risk altındadır. Eğitim düzeyi düşük olan bireylerde hastalık daha yaygındır. Kafa travmaları, yüksek kolesterol, Tip-2 diyabet ve sürekli yüksek seyreden hiperglisemi de risk faktörüdür. Düzensiz ve sağlıksız beslenme beyin hücrelerinin enerji dengesini de korunma mekanizmalarını zayıflatarak demans lehine risk teşkil etmektedir. Bunun dışında, sürekli araştırmalarda uykusuzluk ve uyku düzensizliklerinin de özellikle yaşlılarda bilişsel gerilemeye zemin hazırlayabildiğini göstermektedir" şeklinde konuştu.
"Erken başlangıçlı Alzheimer daha hızlı ilerler"
Erken başlangıçlı Alzheimer 65 yaşından önce başladığının altını çizen Psikolog Tatlıdil, "Erken başlangıçlı Alzheimer daha hızlı ilerler ama nadirdir. Geç başlangıçlı ise 65 yaşından sonra başlar. Daha yaygındır, genelde yavaş seyreder" dedi.
Demans tanısı koyabilmek için genellikle üç temel şartın arandığını vurgulayan Tatlıdil , bunların bireyin zihinsel performansında belirgin bir bozulmanın olması, bu bozulmanın birden fazla bilişsel alana yayılması ve günlük yaşam işlevlerinin bu durumdan olumsuz etkilenmesi olduğunu belirtti.

Demansın en yaygın 3 belirtisine dikkat
Tatlıdil, demansın belirtilerine ilişkin şunları söyledi:
Kognitif (bilişsel) belirtiler: Unutkanlık (yakın ve uzak geçmiş), kelime bulma güçlüğü, dikkat dağınıklığı ve yön karıştırma. Davranışsal belirtiler: Depresyon, kaygı, sinirlilik, içe kapanma ve sanrılar, halüsinasyonlar. İşlevsel belirtiler: Alışveriş ve para işlerinde zorlanma, yemek yapma, temizlik, hobi aktivitelerinde azalma ve kişisel bakımı ihmal.
Her unutkanlık Demans mıdır?
‘Her unutkanlık Demanstır’ şeklinde bir genelleme yapılmasının mümkün olmadığına işaret eden Psikolog Tatlıdil, "Kimi bireylerde yalnızca subjektif unutkanlık olabilir, yani testlerde bozukluk görülmez ama kişi unutkanlıktan yakınır. Bu kişiler risk grubunda sayılır. Bir sonraki evre olan hafif Kognitif Bozukluk ise Demansa dönüşebilecek erken uyarı aşamasıdır" dedi.
Demansla karışabilen bazı durumlar olduğunun altını çizen Tatlıdil, "Depresyon yaşlı bireylerde bazen demansla karışabilmektedir. Depresyon haricinde Deliryum (Ani Bilinç Bulanıklığı), B12 Eksikliği, Hipotiroidi ve bazı enfeksiyonlar ile bazı ilaçların yan etkileri sayılabilir" ifadelerini kullandı.

Demansın tedavisi mümkün müdür?
Alzheimer ve diğer Nörodejeneratif Demanslar için kesin bir tedavi olmadığını sözlerine ekleyen Psikolog Tatlıdil, "Ancak bazı ilaçlar kişinin maruz kaldığı belirtileri hafifletir ve demansın ilerlemesini yavaşlatır. Ayrıca psikososyal destek, güvenli ortam oluşturma ve bakım planlaması tedavinin temelini oluşturmaktadır. Demans riskinin azaltılabilmesi mümkündür. Bu kapsamda kişinin fiziksel ve zihinsel olarak aktif kalması, sağlıklı beslenmesi, tansiyon, kolesterol ve diyabetini kontrol altında tutması, sosyal ilişkileri sürdürülmesi ile sigara ve alkol tüketimini azaltılması gibi tedbirler sayılabilir" ifadelerini kullandı.

"Her 3 saniyede 1 kişi demans tanısı alıyor"
Dünyada her 3 saniyede bir kişinin Demans tanısı aldığını söyleyen Psikolog Tatlıdil, 2050 yılında Demanslı birey sayısının 150 milyonu aşması beklendiğini belirtti. Psikolog Tatlıdil, bu hastalığa sahip bireylerin yakınlarının yapması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
"Tartışmayın, hatırlatmaya çalışın. Kısa, net ve basit cümleler kullanın. Günlük rutinleri korumak, hastada güvenlik hissi oluşturur. Evin fiziksel güvenliğini gözden geçirin (kesici/yanıcı eşyaları kaldırın). En önemlisi sabırlı olun. Zorlayıcı davranışlar hastalığın bir parçasıdır, kişisel alınmamalıdır. Unutmayın, empati bu süreçte en büyük destek aracıdır."
Haber Kaynak : İHA