Ürfi Çetinkaya suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı: 4 şüpheliye 292’şer yıla kadar hapis talebi

Geçtiğimiz yıl tutuklu bulunduğu cezaevinde hayatını kaybeden ‘’Türk Escobar’ı’’ lakaplı Ürfi Çetinkaya’nın liderliğini yaptığı, uluslararası alanda organize uyuşturucu madde ticareti yapan suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan

Gündem 4.07.2025 09:29:20 0
Ürfi Çetinkaya suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı: 4 şüpheliye 292’şer yıla kadar hapis talebi
Geçtiğimiz yıl tutuklu bulunduğu cezaevinde hayatını kaybeden ‘’Türk Escobar’ı’’ lakaplı Ürfi Çetinkaya’nın liderliğini yaptığı, uluslararası alanda organize uyuşturucu madde ticareti yapan suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede örgütü Çetinkaya ile sistematik bir şekilde talimatlarla yönettikleri öne sürülen 4 şüphelinin 292’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Çetinkaya hakkında ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.
2024 yılının Eylül ayında tutuklu bulunduğu cezaevinde hayatını kaybeden ‘’Türk Escobar’ı’’ lakaplı Ürfi Çetinkaya’nın liderliğini yaptığı, Türkiye ve uluslararası alanda organize uyuşturucu madde ticareti yapan suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede 147 kişi ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı.

Örgütün yapısına ilişkin detaylara yer verildi: ‘’Haksız ekonomik çıkar sağladıkları, devleti zarara uğrattıkları belirtildi’’
Hazırlanan iddianamede, Ürfi Çetinkaya’nın 1970’li yıllarda sigara kaçakçılığı, 1980’li yıllarda silah, mermi ve gümrük kaçakçılığı, 1990’lı yıllarda ise uyuşturucu kaçakçılığı suçlarından tanındığı, pek çok haber ve resmî kayıtta uyuşturucu madde imal ve ticareti, kara para aklama, adam öldürme, yaralama ve tehdit gibi olayların şüphelisi olarak yer aldığı ancak yaptırdığı okul ve sağlık ocağı gibi kurumlarla hayırsever iş insanı görüntüsü vermeye çalıştığı anlatıldı. Ayrıca, Ürfi Çetinkaya ve ona bağlı kişilerin 2004 yılı ve öncesinde işledikleri uyuşturucu ticareti suçlarından elde ettikleri suç gelirlerini aklama faaliyetlerine ilişkin uzman raporları düzenlendiği, 2004 yılı sonrasında da Ürfi Çetinkaya ve beraberindeki kişilerin uyuşturucu ticaretine ilişkin faaliyetlerine devam ettikleri, suç örgütü kapsamında uyuşturucu madde ticaretinden elde ettikleri malvarlığı değerlerini yasal yollarla elde edilmiş gibi gösterdikleri, suçtan elde edilen gelirlerin aklanmasına aracılık ettikleri, kendileri veya yakınları adına suç gelirleriyle malvarlıkları elde ettikleri, haksız ekonomik çıkar sağladıkları ve devleti zarara uğrattıkları aktarıldı.

Malta’da ve Türkiye’de denizcilik şirketleri kurularak, şirketlerin uyuşturucu ticareti yapma amacıyla kullanılmış olabilecekleri yönünde kuvvetli şüphelerin bulunduğu kaydedildi
Çetinkaya ailesi ve şirketlerinin kara para aklama faaliyetlerine yönelik incelemeler yapılmış olmasına rağmen, açılan davaların zamanaşımına uğradığının belirtildiği iddianamede, söz konusu şirketlerin ise faaliyetlerine devam ettiği, bu kapsamda Çetinkaya ailesi tarafından yönetilen şirketlerce suçtan elde edilen gelirlerin yüzlerce farklı işlemle para transferi ve dönüştürme faaliyetlerine devam edildiği, çalışanları veya güvendikleri kişiler üzerine malvarlığı edinerek şirketler kurdukları, ödemeleri çalışanlarına ait hesaplar üzerinden gerçekleştirdikleri, el konulan şirketlerde çalışanlarını görünürde ortak, yönetim kurulu üyesi, kayyum veya tasfiye memuru olarak atadıkları, uyuşturucu gelirlerinin ihracat geliri gibi gösterilerek veya döviz büroları ve kuyumcular üzerinden Türkiye’ye getirildiği, ayrıca Malta’da ve Türkiye’de denizcilik şirketleri kurularak, şirketlerin uyuşturucu ticareti yapma amacıyla kullanılmış olabilecekleri yönünde kuvvetli şüphelerin bulunduğu kaydedildi.

Örgüt içi iletişimde kendisinden ‘abi’, ‘amca’, ‘şef’ ve ‘dayı’ gibi unvanlarla bahsedildiği aktarıldı
Suç örgütü şüphelilerinin faaliyetlerinin yalnızca uyuşturucu ticareti ve kara para aklama ile sınırlı olmadığının aktarıldığı iddianamede, özellikle uyuşturucu ticareti suçunun, toplum sağlığını doğrudan tehdit ederek bireylerin fiziksel ve psikolojik iyilik hallerini zayıflattığı, böylece sosyal yapının temel dinamiklerini olumsuz yönde etkilediği, örgüt yöneticileri ve üyelerinin talimatlarını doğrudan veya dolaylı olarak Ürfi Çetinkaya’dan aldığı, örgüt içi iletişimde kendisinden ‘abi’, ‘amca’, ‘şef’ ve ‘dayı’ gibi unvanlarla bahsedildiği, bu unvanların, örgüt liderinin yalnızca operasyonel anlamda değil, aynı zamanda örgüt üyeleri üzerinde manevi bir otoriteye de sahip olduğunu gösterdiği kaydedildi.

Gizlilik ve güvenliği sağlamak adına kriptolu iletişim araçlarını ve çeşitli kuryelik yöntemlerini kullandığı kaydedildi
Örgütün işleyişinde, uyuşturucu madde ticareti ve suç gelirlerinin aklanması olmak üzere iki temel faaliyet alanının belirginleştiğinin belirtildiği iddianamede, uluslararası bağlantılara sahip olan örgütün, sevkiyat sürecinde gizlilik ve güvenliği sağlamak adına kriptolu iletişim araçlarını ve çeşitli kuryelik yöntemlerini kullandığı, örgüt üyelerinin diğer kısmının ise, suçtan elde edilen gelirlerin ekonomik sisteme entegre edilmesi faaliyetlerini yürüttüğü, bu süreçte paravan şirketler, uluslararası banka hesapları ve ‘off-shore’ merkezler gibi araçlar kullanılarak suç gelirlerinin meşru bir görünüme kavuşturulmasının hedeflendiği, özellikle, faaliyetlerin sistematik bir şekilde yürütülmesinin, örgütün finansal kaynaklarının sürekliliğini sağladığı ve örgütü ekonomik açıdan güçlü bir yapıya dönüştürdüğü ifade edildi.

Hem uyuşturucu sevkiyatlarını ve dağıtım ağının işleyişini organize ettikleri hem de uyuşturucu ticaretinden elde edilen gelirlerin yurt dışından Türkiye’ye nakline ilişkin süreci yönettikleri aktarıldı.
Hazırlanan iddianamede Ürfi Çetinkaya, Ali Korman Erbacıoğlu, Sinan Köroğlu, Şahin Sekman ve Rojdi Tekin isimli şüphelilerin suç örgütünü sistematik bir şekilde talimatlarla yönettikleri, özellikle bu kişilerin, uyuşturucu ticareti ve suç gelirlerinin aklanması eylemlerinde kilit bir rol oynadıkları, örgüt üyelerine düzenli olarak talimatlar vererek hem uyuşturucu sevkiyatlarını ve dağıtım ağının işleyişini organize ettikleri, hem de uyuşturucu ticaretinden elde edilen gelirlerin yurt dışından Türkiye’ye nakline ilişkin süreci yönettikleri, suç örgütü üyelerinin liderlerden aldıkları talimatlarla uyuşturucu sevkiyatlarını organize ettikleri, uyuşturucunun dağıtımını sağlayan ağları yönetmekle birlikte suç gelirlerinin yurt dışına aktarılması ve ülke içine entegre edilmesi süreçlerini de yönlendirdiklerinin tespit edildiği belirtildi.

Uyuşturucu maddelerin deniz yoluyla çeşitli Avrupa ülkelerine sevk edilmesini organize ettiğini ve bu sevkiyatların planlama ve yönetim merkezinin Türkiye olduğunu açıkça ortaya koyduğu
İddianamede, Ürfi Çetinkaya liderliğindeki suç örgütünün uyuşturucu maddelerin deniz yoluyla çeşitli Avrupa ülkelerine sevk edilmesini organize ettiğini ve bu sevkiyatların planlama ve yönetim merkezinin Türkiye olduğunu açıkça ortaya koyduğu, sevkiyatların ara duraklarla kontrollü bir biçimde ilerletilerek nihai hedefe ulaştırıldığı, özellikle nakliye, depolama ve teslimat süreçlerinin, örgütün faaliyetlerinin ayrılmaz ve bütünleyici unsurları arasında yer aldığı, faaliyetlerini gizlilik esasına dayalı olarak yürüttüğü ve gizliliğin titizlikle korunduğu, şifreli haberleşme ağları üzerinden iletişim sağlandığı, planlama ve koordinasyonun bu ağlar üzerinden örgüt lideri Ürfi Çetinkaya ve yönetim kadrosu tarafından yönetildiği, örgütün bu yöntemle, faaliyetlerini hem tespit edilmekten hem de dış müdahalelerden korumaya çalıştığı kaydedildi.

Örgüt yöneticileri oldukları öne sürülen 4 şüpheliye 292’şer yıla kadar hapis talebi
Hazırlanan iddianamede, örgütü yönettikleri iddia edilen şüpheliler Ali Korman Erbacıoğlu, Şahin Sekman, Sinan Köroğlu ve Rojdi Tekin’in ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama’ ve İspanya, Bulgaristan ile Bodrum’da yakalanmasından dolayı 3 kez ‘uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma’ suçlarından toplamda 190’ar yıldan 292’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Diğer şüphelilerin ise değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması istendi.

Bazı şirketlerin faaliyet izinlerinin iptaline karar verilmesi istendi
İddianamede ayrıca, 30 şüphelinin sahibi veya ortağı olduğu tespit edilen ve suçtan elde edilen gelirlerle doğrudan bağlantılı olduğu öne sürülen şirketlerine idari para cezası verilmesine, ayrıca söz konusu şirketlerin ayrı ayrı faaliyet izinleri iptaline karar verilmesi istendi.

Ürfi Çetinkaya hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
Öte yandan iddianamede, tutuklu bulunduğu cezaevinde ölen Ürfi Çetinkaya’nın da arasında bulunduğu 4 kişi hakkında ‘malvarlığı değerlerinin gayrimeşru kaynağını gizlemek’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘gözaltına alınan veya tutuklunun kaçmasına imkan sağlama’, ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma’, ‘ruhsatsız silah bulundurma’, ‘suçluyu kayırma’, ‘uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme’ suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.
Haber Kaynak : İHA